" Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde, ' Bu böyle olmayabilirdi! ', yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır. "
"En akıllımızın kafası bile bizden evvelkilerin depo ettiği bir sürü bilgi ve tecrübenin ambarı olmaktan ileri geçemez."
Yaratmak zevkinden, hayatın bizzati bir hikmet olduğu hakikatinden dem vurdu ,fakat çürük .
Ne yaratacaksın ? Yaratmak , yoktan var etmektir.
En akillimizin kafası bile bizde. Evelkilerin depo ettigi bir suru bilgi ve tecrübenin ambari olmaktan ileri geçemez .
Yaratmak dedigimiz sey ise mevcut malları seklini değiştirerek piyasaya sürmekten ibaret .
Bu gülünç
iş ise insani nasil tatmin eder.
Şurada gördüğüm genç kız, bana, daha dünyaya gelmeden, daha dünyanın, daha kainatın teşekkül ettiği sıralardan tanıdığım birisi gibi geldi.
"Ne yaratacaksın? Yaratmak yoktan var etmektir. En akıllımızın kafası bile bizden evvelkilerin depo ettiği bir sürü bilgi ve tecrübenin ambarı olmaktan ileri geçemez. Yaratmak istediğimiz şey de bu mevcut malların şeklini değiştirerek piyasaya sürmekten ibaret... "
“Bir türlü anlayamadığı, bir türlü içlerine karışamadığı ve bunu zaten asla istemediği bu insanlarla arasında çelik bir duvar gibi yükselttiği bu tebessüm, onun müracaat ettiği son çareydi. Kendini bu şehrin korkunç akıntısından ancak etrafında ördüğü bu soğuk duvarla kurtaracağını sanıyordu.”
"Kendisinden daha dün ayrılmış gibi taze bir hasret duydum. Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde,"Bu böyle olmayabilirdi!" düşüncesi, yoksa insan mukadder tellakki ettiği şeyleri kabüle her
zaman hazır."
" En akıllımızın kafası bile bizden evvelkilerin depo ettiği bir sürü bilgi ve tecrübenin ambarı olmaktan ileri geçemez. "