"Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekâlâ, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?..Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?"
Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar çok nefret ediyorum, biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şeyler istedikleri için. Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil. Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hulasa kadınlara öyle bir muamele edişleri
var ki… Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kafidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek,
istenilen şeyleri vermek. Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz. Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz?
"Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi ? Pekala, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?...atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?..."
Sen bana,dünyada başka türlü bir hayatın da var olduğunu,benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Etrafını bu kadar iyi tanıyan, karşısındakinin ta içini bu kadar keskin ve açık gören bir insanın heyecanlanmasına ve herhangi bir kimseye kızmasına imkân var mıydı? Böyle bir adam, önünde bütün küçüklüğü ile çırpınan birine karşı taş gibi durmaktan başka ne yapabilirdi? Bütün teessüflerimiz, inkisarlarımız, hiddetlerimiz, karşımıza çıkan hadiselerin
anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır. Herşeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?
Burada sadece baktığını sahiden gören bir göz değil, gördüğünü bütün incelikleriyle tespit etmesini bilen bir hüner de vardı.
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki,kalbini mi? Pekâlâ,ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o ? ..Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin ?.. Hem biliyor musun ,bu aptalca bir laftır: Kalbim olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun..
Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeylerde var beyefendi
Ölünceye kadar insanın sırtından atmayacağı şeyler de var