Ali Koç
Ali Koç

Ticaret sermayeyi, sermaye kenti, kent pazarı, pazar ise spekülasyon ve tekelleşmeye yol açarak kapitalizmin önünü açmıştır.

Oğuz Ufuk Aşık
Oğuz Ufuk Aşık

Birinin kaybından kazanç borsa için söz konusuyken, Forex için söz konusu değildir.

Borsada hacmin düşük olması, bazı büyük yatırımcıların manipülasyon ve spekülasyon yoluyla çıkar sağlamalarına sebep olur.

Rıza Mollof
Rıza Mollof

Ne zaman 1908 devrimiyle başlayan pedagoji cereyanını düşünsem hatırıma megaloman tipine giren öğretmenler gelir. Pedagoji, Meşrutiyet devrimi ile birlikte memleketin fikir hayatına canlı olarak ilk karışan Avrupai spekülasyon oldu. Onun için en önce gelen gibi, bu hayatın alanında kendine geniş ve ehemmiyetli bir yer açtı ve bütün spekülasyonlar üzerinde diktatörlük

etmeye başladı. O zamanın yayınları arasında şu mutlak ve mesuliyetsiz hükümlere daima tesadüf edersiniz: 'Memleketi kurtaracak olan mekteplerdir...' 'Muallimlik mesleği mukaddes bir meslektir...'
Bütün bu hükümler hasta bir pedagojinin, daha doğrusu hasta bir sosyetenin, hasta düşüncesinin yaratmış olduğu hasta fikirlerdi. Çünkü sosyetesi gibi pedagoglar da

bilmiyorlardı ki, terbiye her şey değildir, o da sosyal cinsten genel zaruretlerin bayağı bir tabiidir ve sosyete değişmeyince, terbiyenin de içinde olduğu hiçbir şey değişmez, terbiye sosyete denilen bir ve bütün kültürel organizmanın, şüphesiz, ötekiler kadar o da mühim fakat
sadece bir organı ve fonksiyonudur, işte o kadar.

Sahra Wagenknecht
Sahra Wagenknecht

Hisselerin gidişatına hakim olan faizlerin,
aslında firmaların sermayeleştirilmiş net kazancı olduğuna
ilişkin Marksist tez -artan risk oranıyla birlikte- günümüzde
halen geçerliliğini korumaktadır. Borsanın seyrini
etkileyen kazançlarda geçmiş değil, gelecekte beklenen kazanç
artışları etkili olur. İşte bu garip hesap döngüsü, borsanın

gerçek seyrini belirler. Genelde spekülatif sermaye hareketinin
hakim olduğu piyasa "uzun vade" den bahsetse de, bu
sadece geçici bir eğilimdir. Analistlerin, simsarların ve Hedge
fonu yöneticilerinin itibarı ve başarılarının nedeni uzun vadeli
eğilimleri doğru tahmin etmeleri değil, tam tersine kısa
vadeli dalgalanmalardan son damlasına kadar

faydalanmalarıdır.
Büyüme dönemlerinde -tek bir sektör veya bütün ekonomi,
fark etmez- uzun süre başarıyla borsanın kazandıracağına
dair spekülasyon yapmak kolaydır; kriz sürecinde ise
bu hesaplar tam tersine döner. Doğru öngörülerle (ya da güvenilir
bir İstihbarata dayanarak) borsa değer kaybederken de
çok iyi para kazanılabilir.

Haydar Kazgan
Haydar Kazgan

Kırım Savaşı sırasında ve sonrasında İmparatorluk hudutları içinde dört tür para tedavül ediyordu. Bunların birbirine karşı değerleri her gün değiştiği için para en önemli spekülasyon ve kumar metaı haline gelmişti.

Haydar Kazgan
Haydar Kazgan

Kırım Savaşına kadar İstanbul'daki Ermeni, Rum ve Musevi tüccar ve iş adamları servetlerinin çok altında bir hayat sürmekte idiler. Muhafazakarlıkları zaman zaman alay konusu bile
oluyordu. Fakat Kırım Savaşı sırasında Fransız ve İngilizlerin yaşantısı bunları çok etkilemişti. Bu sebeple Avrupa mallarına bir hücum başlamıştı. Diğer taraftan İslam-Türk

halkının
faal erkek nüfusunun %75’i askere alındığından tarımda büyük bir üretim düşüşü baş göstermişti. Nitekim o yıllara kadar buğday ithal etmeyen Osmanlı İmparatorluğu bundan
sonra hep buğday ithal etmeye devam edecektir.
Bu ekonomik dengesizliğin yanında bir de para meselesi çıkmıştı. Kırım Savaşı sırasında ve sonrasında İmparatorluk

hudutları içinde dört tür para tedavül ediyordu. Bunların birbirine karşı değerleri her gün değiştiği için para en önemli spekülasyon ve kumar metaı haline gelmişti. Sultan Mahmut II zamanından kalma gümüş paralar halk tarafından tutulduğu için, hemen sahteleri dış ülkelerde yapılmış ve içeriye sokulmuştu. Yine dış ülkelerde basılarak içeriye sokulan eski

beşlik ve altılık bakır paraların sahteleri tedavülde idi. Bu sahte paraların yanında İstanbul Bankasının kapanması ile devletin hazine açıklarını kapatmak için devamlı olarak piyasaya sürmeye başladığı kaimeler vardı. Bu kaimeler banka desteğinden yoksun kalınca müthiş bir spekülasyona sebep oldular ve Galata Bankerleri,
bu kaimelerin kurunu her an suni bir

şekilde değiştirmek gücüne erişerek, devlet ve halkın büyük zararları pahasına büyük kazançlar elde ettiler.

Bahoz Şavata
Bahoz Şavata

Gılgamış'a şöyle der: "Sana
tanrıların bir sırrını anlatacağım. Şuruppak şehrini bilirsin, Fırat'ın
kenarındadır. Bu şehir ihtiyarladı ve buradaki tanrılar da ihtiyardı.
Tanrıların babaları olan, gök kubbenin efendisi "Anu " ve danışmanla-
rı savaşçı "Enli/", yardımcı "Ninurta " ve kanalları gözeten "Ennugi "
vardı; tatlı suların,

bilgeliğin tanrısı, sanatların koruyucusu ve insan
ırkını yaratanlardan biri olan "Ea " da onlarla beraberdi. O günlerde
dünya bollukla doldu, insanlar ürediler. Dünya vahşi bir boğa gibi
böğürdü ve büyük tanrı bu haykırış ile uyandırıldı. Enli/ bu haykırışı
duydu ve toplantı halinde olan tanrılara; - "insan ırkının bu gürültüsü

tahammül edilmez bir haldedir ve bu ana baba gününden, kargaşadan
ötürü uyku uyumak imkansız hale gelmiştir" dedi. Böylece tanrılar
insan ırkını ortadan kaldırmak konusunda anlaştılar. Bunu Enli/ yaptı,
ama Ea yemininden ötürü beni bir rüya uyardı. Tanrıların sözlerini benim kamışlardan yapılmış evime fısıldadı, - "Kamış-ev, kamış-ev!

Duvar; Ey duvar; kulak ver; ... Ey Şurippak'lı adam, Cfbara-Tutu 'nun
oğlu; evini yık ve bir gemi yap, mallannı terk et ve hayat[ta kalmanın
yollannı} ara, dünya nimetlerini aşağıla ve ruhunu canlı tutmak için
kurtar. Evini yık diyorum sana ve bir gemi yap. .. . Güvertesi çatıyla
kaplı olsun ... ; ve sonra bütün canlı varlıkların tohumunu gemiye al"

...
Şafağın ilk ışığıyla birlikte bütün hane halkım etrafımda toplandı,
çocuklar zift ve erkekler de ne gerekliyse getirdiler. Beşinci gün [gemi-
nin} omurgasını ve ıskarmoz/arını çattım, sonra [gemi kabuğunun]
tahtalarını bağladım . ... yedi kat güverte yaptım . ... Taşıyıcılar kaplar
dolusu yağ getirdiler; fırına zift, asfalt ve

yağ döktüm; geminin kalafa-
tında çok yağ kullanıldı. ... [Çalışan] insanlar için sığırlar kestim ve
her gün koyunlar boğazladım. Gemi yapan işçilere içmek için nehir
suyuymuş gibi şarap verdim, ham şarap ve kırmızı şarap ve yağ ve
Beyaz şarap verdim. O zaman Yeni Yıl şölenindeki gibi ziyafet oldu; ...
Yedinci gün gemi

tamamlanmıştı. . .. Sahip olduğum bütün altınları ve
bütün canlı şeyleri, ailemi, sülalemi, hem vahşi hem de ehlileşmiş ...
Hayvan/an ve bütün ustaları gemiye yükledim . ... Zaman doldu, akşam
geldi, fırtınanın sürücüsü yağmuru gönderdi. Havaya baktım ve hava
korkunçtu, bunun için ben de gemiye bindim ve kapılarını kapadım . ...

Şafağın ilk ışığıyla birlikte ufuktan kara bir bulut geldi; fırtınanın efen-
disi Adad'ın koşturmakta olduğu alanda gürledi . ... � sonra cehenne-
min tanrıları ayağa kalktılar; Nergal yeraltı dünyasının sularının set-
lerini yıktı, savaş-efendisi Ninurta setleri yerle bir etti ve cehennemin
yedi yargıcı Annunaki, meşalelerini kaldırdılar,

öfkeden kıpkırmızı
kesilmiş alevleriyle ülkeyi aydınlattılar. Fırtınanın tanrısı günışığını
karanlığa çevirince, ülkeyi bir çanak gibi yere vurup parçalayınca bir
ümitsizlik baygınlığı göğe yükseldi. Bir bütün gün bora öfkesini kustu,
yol aldıkça kızgınlığı arttı, bir savaştaki dalgalar gibi insanların üzeri-
ne

yağdı; bir insan kardeşini göremiyordu, gökten bakıldığında insan-
lar görülemiyordu. Tanrılar bile selden korktular, göğün en üst katına,
Anu 'nun gök kubbesine kaçtılar. � sonra İştar; Cennetin tatlı-sesli kra-
liçesi doğum sancısı çeken bir kadın gibi çığlık attı: - "Heyhat eskinin
günleri toza dönüştü çünkü kötülük emrettim;

tannların toplantısında
niye bu kötülüğü emrettim? İnsanları yok etmek için savaşlara hükme-
diyorum, ama onları ben ortaya çıkardığıma göre onlar benim insanlanm değil mi? Şimdi balık yavruları gibi okyanusta sürükleniyorlar. "
Cennetin ve cehennemin büyük tanrıları ağladılar. ... Altı gün altı
gece rüzgarlar esti, sel ve bora ve tufan

dünyayı boğdu. ... Yedinci
günün şafağı söktüğü,nde güneyden [gelen] fırtına yatıştı, deniz sakin-
leşti, tufan duruldu; dünyanın yüzüne baktım ve sessizlik vardı, bütün
insan ırkı kile dönüşmüştü ... Bir kapak açtım ve ışık yüzüme düştü. Ve
sonra yere laıdar eğildim, ... oturdum ve ağladım, gözyaşı damlaları

yüzümden aşağıya oluk gibi aktı, çünkü her tarafta suyun viranlığı
vardı. Boş yere laıra aradım.fakat on dört fersah ötede bir dağ belirdi;
Nisir Dağı 'nın üzerinde gemi takılıp hareketsiz kaldı . ... Altı gün dağa
takılıp hareketsiz kaldı ... -{Nisir Dağı: Bu dağın nerede olduğuna dair
oldukça spekülasyon var. Mantıki olanı

efsanenin ihtiyacına yanıt olsun
diye Mezopotamya'nın hemen yanı başındaki yüksek Zagros sıra dağ-
larındaki herhangi bir yüksek dağdan esinlenilmiş bir tanımlamadır,
sanırım.) Yedinci günün şafağı söktüğü,nde bir güvercini serbest bırak-
tım ve uçurttum. Uçarak uzaklaştı ama konacak bir yer bulamadığı için
geri döndü. Ve sonra bir

Kırlangıcı serbest bıraktım ve uçarak uzak-
laştı ama konacak bir yer bulamadığı için geri döndü. Bir
Kuzgunu/Kargayı serbest bıraktım, suların geri çekildiğini gördü. Çev-
rede uçtu, gakladı ve geri gelmedi. Bundan sonra her şeyi dört rüzga-
ra açarak dışarı çıkardım, bir kurban yaptım ve tanrılar için dağın
tepesinde yere içki

döktüm.
"

Benjamin Graham
Benjamin Graham

Yatırım yapmak yerine spekülasyon yaparak, kendi servetinizi inşa etme şansınızı düşürüp başkalarının şansını yükseltiyorsunuz.

New Scientist
New Scientist

Şişme, hızlı genişlemeden önce olanların kaydını sildi, bu yüzden gökyüzüne bakarak muhtemelen bu soruyu cevaplayamayız. Buna ek olarak, evren o kadar sıcak ve yoğun başlamıştır ki genişlemesini ve evrimini tanımlamak için kullandığımız denklemler çöker. Bu denklemleri kuantum mekaniği ile birleştiren bir teori, büyük patlamadan önce var olan bir şey varsa

matematiksel tahminlerini yapabilir ancak böyle bir teorinin tanımlanması zordur. Elbette ki bu, insanların sonsuz patlama ve çatırtılarla devir yapan evrenlerin sekmesi veya tek bir orijinal evrenden filizlenen çoklu evrenler hakkında spekülasyon yapmasını engellememiştir.