Toplum saadeti söz konusu olduğunda sözü mü olur birey denen tekilliğin?
"Kan isteyen törelerimiz yoktur bizim, biz töreye insanımızı kurban etmeyiz. Ama namusumuz vardır. Onun için yaşar, gerekirse onun uğrunda ölürüz. Yaşarken de ölürken de bir değil her kişiyiz. Ve her kişinin onuru söz konusu olduğunda gerekirse bir kişiyi feda ederiz."
"hisleri bile ölçebiliriz. Ölçemediğimiz herhangi bir şey,bilimin konusu olamaz!"
Müslümanlara göre ne tecrübe ne de teori tek başına kâfidir. Tecrübe, eğer kendisinden evvel bir teori tarafından desteklenmiyorsa ilmi hiçbir neticeye ulaştıramaz. Bu sadece bir bocalama ve uğraşmadan ibaret kalır. İlmin konusu olamaz.
Bu büyük âlimlerden biri de, 8. yüzyılda yaşamış olan Cabir İbn Hayyan’dır. Esasında kimya bilimiyle başladı, ondan sonra da genişleterek tabiat olaylarıyla ilgilendi.
Bu adam diyor ki bize: “Allah insana kâinatın bütün sır perdelerini yırtacak kabiliyeti vermiştir!” Yani beşer bu kâinatta her sırrın çözümüne ulaşabilir. Aristoteles ise tam tersini
söylüyor: “Biz bunu yapamayız” diyor. Cabir İbn Hayyan öyle bir adam ki “kâinat, matematiksel ölçüler esasına göre yaratılmıştır” diyor. Yani “hisleri bile ölçebiliriz. Ölçemediğimiz herhangi bir şey, bilimin konusu olamaz!” diyor adamcağız. Mesela anlatıyor Galen: Hastalıkları ölçmede birinci derecede hastalık, ikinci derecede hastalık diye
sınıflandırıyor. Böyle şey olmaz. Oysaki Cabir, “Biz bunu matematikle ifade etmeliyiz” diyor. Bir kat, yüz kat, bin kat gibi... Böyle bir adam...
Ve üstünüzden atmak istediğiniz bir yükümlülükse söz konusu olan , bu yükümlülük size dayatılmadı onu siz seçtiniz.
Ve üstünüzden atmak istediğiniz bir yükümlülükse söz konusu olan, bu yükümlülük size dayatılmadı, onu siz seçtiniz.