savunma ve direnç sürecinin sadece ruhsallıkiçi (intrapsişik) olmadığını, aynı zamanda iki kişinin ilişkisi bağlamında ortaya çıktığını mutlaka bilmeliyiz. bu nedenle dikkatimiz, iletişim ve ilişki süreçlerine yönelmelidir. (modell, 1988)
Türklerden de fazla ağırlık, aşiretlik, geleneksel güç hiyerarşileri ve ataerkil ve otoriter ilişki biçimlerinin altında ezilen Kürtler, eşit hak ve özgürlüklere sahip yurttaş olma, devletle vatandaş olarak ilişki kurma ve yaşamına dair kararların alınma süreçlerine katılma ihtiyacına yanıt veriyor.
Avrupa’da millet bilincinin ortaya çıkışı, 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra keşifler çağında ve sonrasında ortaya çıkan, reform, Rönesans, romantizm ve aydınlanma süreçlerine bağlıdır.
“Korkut ve sat!” Bugün en büyük, o denli de kolay olan “marketing” başarısı budur. Bu konuda kapitalizmin hesap vereceği hiçbir açık nokta yok. Her şey çok kapalı devre işliyor. Bilgi ya da haberleşme korkunun panzehiri değil; tam tersine benzini gibi iş görüyor. Bu dünyada cehalet neredeyse bir ayrıcalık. Bu dünyayı istediğiniz kadar kirletebilirsiniz, ama steril
kılmak için çareler vardır. Su kirlendi, ama filanca marka su her türlü kimyasal tetkikten başarıyla çıktı. Hava kirlendi; alın size öyle bir yerde öyle konutlar yaptık ki, oksijen krizine gireceksiniz. İlaçlar kirlendi; alın size mucizevi şifalı otlardan yapılmış harika ilaçlar. Tohumlar bozuldu, ürünler zehir saçıyor; buyurun size harika organik ürünler. Maddiyat
bizi kirletti; buyurun ruh arılanmasını sağlayacak paketlenmiş meditasyon teknikleri. Şehirler kirlendi, buyurun her çeşidinden rustik zevk endüstrilerinin ürünleri...
Steril yaşayış fetişizmi bir orta sınıf ruh bozumundan türüyor. Ama piyasa kanunlarına dayalı olarak kitleselleşiyor. Bu kültürel süreç, içerdiği ve çoğunluk son derecede incelmiş
bilgilenme ve haber alma süreçlerine rağmen son tahlilde ortaya kesin bir dar görüşlülük manzarası çıkarıyor. Baudrillard bu dar görüşlülüğü “yoğun bakım” metaforuyla açımlıyor. Her şeyin steril kılınmak istendiği bir yerdir orası. Bütün yabancı unsurlardan, mikroplardan, Virüslerden... Ama ne tuhaftır ki en başa gelinmez virüsler de yine orada ürer ve
bütün çabaları bir anda ters yüz ediverir.
Korkunun yönettiği bir asri kültürde, “tedbirimi alır, takdiri beklerim” diyebilmek ne büyük bir imtiyaz.....
"Ceza infaz kurumlarında gerçekleştirilen manevi danışmanlık ve rehberliğin amacı ise bireylerin bilme, ikna olma, yardım, moral ve uzlaşma ihtiyaçlarına cevap vermek; böylelikle yaşadıkları bilgisizlik, çözümsüzlük, çaresizlik, umutsuzluk ve uyumsuzluk süreçlerine çözüm üretebilmek; manevi yönden aydınlanmaları, yaşadıkları travmalar ve cezaevi şartlarının
oluşturduğu olumsuz etkilerle başa çıkmalarına, kendileri hakkında karar almalarına yardımcı olmak; suçla bağlantısı olmayan bir yaşam tarzına yönlenmelerine rehberlik etmektir."
Mekan bir yandan nesnel ve mutlaktır. Üç boyutlu nesnelere tarafından tanımlanmakta, içinde başka üç boyutlu nesneler ve olaylar barındırmaktadır. Boyutları,biçimleri,nesnelerin göreli durumları, uzaklıkları ve yönleri vardır. Diğer yandan özneldir ve görelidir; dolayısıyla yargılanmaya, değerlendirmeye açıktır. İçinde farklı olaylar olmakta, hem nesneler hem
olaylar arasında sürekli değişen, dinamik bir ilişkiler sistemi vardır.Mekan, hem tarihsel zamana, hem de kullanıldığı zaman kesiti içindeki kullanım ve algılanma süreçlerine göre zaman boyutunu da içermektedir.
Korkudan huzura geçiş basit ilkeleri vurgulayarak yapılır. Korkuyu ardınızda bırakmak demektir.Endişeli, karamsar ve stres yaratıcı düşüncelere inanmayı reddetmek demektir. Mevcut durumu , şimdiyi deneyimlemek , her anı dolu dolu yaşamaktır. Yaşam önünüzde katman katman açıldıkça onun süreçlerine güvenmek, değiştirebileceğinizi değiştirmek,
değiştiremeyeceğimizi ise kabul etmektir. Açık ,dürüst ve esnek olmaktır. Siz ya da başkalarının gözünde olmanız gereken kişi değil, gerçekten olduğunuz kişi olmaktır. Kendinize inanç duymaktır. Bir amaç doğrultusunda sevgiye yönelmek, hep pozitif sonuç beklentisinde olmaktır. Hayatınızdaki insanlarla ilgili koşulsuz pozitif bakış ve empati sahibi olmaktır. Onları
daha iyi dinlemek, daha az yargılamak, daha fazla affetmek ve daha nazik olmak demektir.... Ne olursa olsun hayatta en önemli şey huzurdur.
Çevre sorunlarını en iyi çözüm tarzı, ilgili bütün yurttaşların, uygun düzeyde katılımını sağlamaktır. Ulusal düzeyde her birey, kamu makamlarının sahip olduğu çevreye ilişkin haberlere uygun yollarla ulaşabilmeli; karar alma süreçlerine katılabilmelidir. Devletler, enformasyonları kamunun tasarrufuna sunarak onun duyarlılığını ve katılımını kolaylaştırmalı
ve cesaretlendirmelidir. Yaptırım ve onarımları kapsamına alan adli ve idari davalara etkili bir giriş sağlanmalıdır.