Fatih Ertugay
Fatih Ertugay

Toplumu bir mülk nesnesi, devleti de bu mülkün sahibi olarak tanımlayan patrimonyal geleneği, “halk için halka rağmen” fikriyle dinamize eden Kemalizm’in belirgin bir paternalist boyutu vardır. Bu gelenek devleti, mülk olarak algılar. Dolayısı ile devlet katının temsil ettiği konum, sahiplik konumudur. Toplum katıyla ilişkisini paternalist tarzda tasarlayan Kemalizm, kendini

devletle bütünleştirirken, devleti de özneleştirir. Devlet, toplumdan bağımsız, kendi çıkarları olan yüksek bir öznedir.172 Bu yüksek özne, “disiplinli bir hürriyet”, “nizamlı bir toplum” ve devlet otoritesine mutlak itaati içeren otoriter bir anlayışı üretmekte ve beslemektedir. Nizam arayışı, ancak devletle bütünleşmiş eylem ve düşünceleri meşru ve kabul

edilebilir görmektedir.173Bu nedenle çoğulculuğu, intizamsızlık, disiplinsizlik ve başıbozukluk olarak algılama eğilimindedir. Devlet otoritesi dışında kalan otorite simge ve merkezlerinin toplumda yer almasına şiddetle karşıdır.

Dini kurumlar kadar, devletten özerk başka sivil otorite oluşumlarına karşı rahatsızdır. Bu nedenle Kemalizm’de halkçılık

popülist olmaktan ziyade paternalisttir174.Dolayısıyla Türkiye toplumunu meydana getiren farklı kesimlerin taleplerinin siyasi olarak ifade edilip karar alma süreçlerine aktarılması ve böylece devlet yönetiminde karşılık bulması imkânı, Kemalizm’in izin verdiği ölçüde gerçekleşebilmektedir. Çünkü Kemalizm’in ortaya koyduğu sınır aynı zamanda kendi varhlı sebebini

de tayin etmekte, bu varlığını koruyup sürdürme mantığıyla (hikmet-i hükümet ile) özdeşleştirilmiş olmaktadir175