Bir gün öylesine anlamak istersin diye,
Kalbimi dünyaya bırakıyorum...
Gökkuşağını güzelleştiren çeşitliğidir. Farklı renklerin barış içinde, uyumla yan yana durmasıdır. Tezat anlamların bir araya gelmesi, görünüşüyle kardeşliği, beraberliği simgelemesidir.
Sen istiyorsun ki, gökkuşağı tek bir renkten ibaret kalsın, o da benim rengim olsun, yalnızca ben seyrederken mutlu olayım.
Üç gün mutlu olursun, sonra biteviyelik
gönlünü daraltır. En önce sen kaçmak istersin o kısır düzenden.
Her renk ayrı bir insan topluluğunu sembolize eder.
Her topluluğu barışçıl hissiyatlarla kalbinde yer verirsen gökkuşağının en latifesi senin gözlerinin önünde peyda olur, renk cümbüşlügü sende hayat bulur. Seyre doyamazsın, saatler yağmur damlası duruluğuyla akar gider kaygan zeminden.
Bir gün bu başarirsan hayatın gökkuşağı senin merkezinden yükselecek dünyaya.
Perde perde önüne çekilen sisli günlerin aralanip aydınlığın, açıklığın kendini göstermesi dileğiyle. Buna herkesten çok senin ihtiyacın var.
Gitmek istersin bilirim
Seni götürebilirim gideceğin sonsuza dek
Rüzgardan saçlarım
Denizden gözlerim
Gelebilir seninle
Ama gitme...
Bazen bazı şeyleri yazmak istersin
sözlerin yarım kalır
ya da kelimelere sığmaz içindeki cümleler.
Adını yazmak istersin ama
adını yazmak bile içini titretmeye yeter.
Bazı şeyler yazılmasa da ,
bazı şeyler yaşanmasa da güzeldir aslında. Bakmasını bilene.
öyle zamanlar olur ki çok seversin ,yemeyi çok istersin ama yiyemezsin. İşte buna Artemis'in sızısı derler