Ben kusursuz insan diye birine henüz rastlamış değilim. İnsanın içinde bulunduğu koşullar her zaman kusurlu olmakla ilgilidir. Ama artık anladım ki, biz o kusurluluğumuz içinde mükemmeliz aslında. Zaaflarımız olmasa, hayatta ilerlerken üzerinde çalışacağımız hiçbir şeyimiz olmazdı. Mistiklerin dediği gibi: Gideceğin yere varınca, artık yolun bir değeri yoktur...
Sana hasret, sana hayran gönlümüz
San saçlım, mavi gözlüm nerdesin
Bu gemi bu Karadeniz
Sarı aslan, mavi gözlüm nerdesin.
Kara peçe, yakışmıyor kullara
Kurban olam gideceğin yollara
Hele uyan bir bak bizim ballara
Sarı saçlım, mavİi gözlüm nerdesin.
Asıl mutsuz olanlar hayattaki amacının ne olduğunu bulamayan insanlardır Vesta. Bir amacın yoksa bir rotan da yok demektir. İstediğin kadar özgür ol, gideceğin yeri bilmedikten sonra ne anlamı var ki?
Geldiğin yeri unutursan yürüdüğün yollar seni gideceğin yere götürmez.
Gelişimin, isteklerin ruhunda yeşerdiği an yapman gereken; arkadaşlarını, aileni, okulunu beklememendir. Beklemeden gideceğin noktada hiç ummadığın insanlara, hayatlara dokunabileceğini unutmamalısın. Bahanelerin esiri olmadan; sorgulamayı, konuşmayı, eleştirmeyi asla bırakmadan çaban ile yürü. Çünkü tekrarlıyorum ki hayaller sadece ve sadece hayal sahibinindir.
Gitmek istersin bilirim
Seni götürebilirim gideceğin sonsuza dek
Rüzgardan saçlarım
Denizden gözlerim
Gelebilir seninle
Ama gitme...