Yang Feng
Yang Feng

Klasik Marksist eserlerde ortaya koyulan görüşlere göre kadınlar kapitalizm sonrası toplumlarda her türlü sınıfsal ve cinsel baskıyı aşabileceklerdir ve bunların aşılması onların özgürleşmesi ve bütünsel gelişmeleri için temel ön koşul olacaktır.

Yang Feng
Yang Feng

Kadın gelişmesi,kadınların dışsal kısıtlamalardan sürekli olarak kurtularak ve içsel engelleri aşarak, bütünsel ve çok yönlü bir gelişme kaydettikleri-öz-gerçekleştirme ve öz-aşma -süreci olmalıdır.

Yang Feng
Yang Feng

Marx ve Engels 'in araştırmalarından hareket ettiğimiz takdirde, cinsler alanında eşitliğin sağlandığı toplum, aynı zamanda bir yandan tüm erkeklerin, diğer yandan tüm kadınların özgür, bütünsel ve çok-yönlü bir biçimde gelişebildikleri bir toplumdur. Marx," Komünist Manifesto" adlı eserinde bu görüşü şöyle ifade etmiştir: Burjuva, kendi eşini salt bir üretim

aracı olarak görür. Bir komünist ise.. kadınların bu salt üretim aracı olarak kullanılma durumunu ortadan kaldırma noktasına ulaşmak olduğu hakkında bir an bile kuşku duymaz.

Neslihan Alantar
Neslihan Alantar

"ALOHA!" Hawaii yerlileri için bu kelime, aynı anda iki anlamı taşıyor: Hoşgeldiniz ve Hoşçakalın..
Vurgulamak istediğim kelimenin anlamları değil, onun ardındaki hayata bakış açısı, iki zıt kavramın birbirini bütünler şekilde tek bir sözle ifadesi; bir anlamda" baş ve son"un birarada olması gibi bütünsel bir kavram içermesi...

Alev Eken
Alev Eken

Cilt sağlığı yalnızca bir güzellik konusu değil... Cildimiz, bütünsel sağlığımızın dev bir aynası. Sağlığımızı ve güzelliğimizi bu dev aynada yansıtabilmek ise elimizde. Bunun için özen göstermemiz gerekenler yaşam biçimimiz de saklı, çünkü insan yaşam biçimini bir kıyafet gibi üzerine giyiyor.

Ebru Ersezen Kuşcu
Ebru Ersezen Kuşcu

Bütünsel Eliminasyon yaklaşımıyla beden, ruh, zihin dengenizi sağlayabilir, yıllardır diyet yaparak veremediğiniz kilolarınızı verebilir ya da kronik sağlık problemlerinizle vedalaşabilirsiniz. Gençlik yıllarınızdaki enerjinize, neşenize ve sağlığınıza kavuşabilirsiniz.

Bazı Besin gruplarının beslenme düzeninden çıkarıldığı ve bedenin tepkilerinin

takibe alındığı 21 günlük BÜTÜNSEL ELİMİNASYON ile sağlığınızı, bedeninizi ve ruhunuzu, zihninizi, aslına bakarsanız tüm hayatınızı değiştirebilirsiniz.

Suat Kamil Aksoy
Suat Kamil Aksoy

Değer yasası, üretimin genel yasası olarak kabul edilmelidir. Marksist olup bu kabulü reddedenler, kendilerine artık başka bir sıfat bulmalıdır. Üretimin iç bağıntısı, toplumun emek zamanının değişik üretim dallarına belirli ve zorunlu bir dağılımı olarak açımlanmaktadır. Bir yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için, belirli bir tür ihtiyacın tamamen keyfi

nedenlerle iki katına çıkması durumuna bakacağız. Böyle bir durumda, bu ürünlerin üretilmesi için gerekli emek zamanı da iki katına çıkacak ve emek zamanının üretim kolları arasındaki dağılımı değişecektir. Buradan yola çıkarak, emek zamanının üretim kolları arasındaki dağılımının, taleple değişeceği sonucuna varılabilir. Böylece değer bağıntısının

da biraz keyfi olduğu düşünülebilir. Gerçekten de ihtiyaçlar büyük oranda keyfidir. Halbuki, yasa kavramı keyfiyetle bağdaşmaz. Açıklama basittir. Üretimin iç bağıntısı, ihtiyaçların verili olduğu koşullardaki zorunluluğu anlatmaktadır. Zaten her durumda bir yasallığı ayrıştırmak için çok sayıdaki parametre sabit kabul edilmek durumundadır. İhtiyaçlar keyfi

bile olsa, ihtiyaçların ne olduğu ortaya konduktan sonra, emek zamanının dağılımına bakıldığında geriye değer bağıntısı kalır. Zaten ürün başına gerekli emeğin değişmemiş olması, değer bağıntısının korunduğunun göstergesidir. Kısaca yasa kavramına ilişkin bir bilinç bulanıklığına da değinmeliyiz. Bilim hem toplum için hem doğa için yasallıkları

ortaya çıkarmaya çalışır. Bu sayede nesnesini bütünsel olarak anlama imkânı edinir. Yasa insanın öznel iradesinden bağımsız durumları anlatır. İnsan, bunların bilgisine erişebilir. Ama etkileyemez. Eğer etkileyebiliyorsa bahsi geçen şey yasa değildir. Değer yasasıyla ilgili ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla değer yasası, yasa olarak görülmemektedir. Yasanın

etkinliğini artırmak, kırıntılarına varıncaya kadar yok etmek, bir devrim yoluyla geçersiz kılmak, yasanın bir teknik olarak kullanılması, yasanın lanetlenmesi, yasanın planlamanın kontrolüne girmesi, hep insan iradesine bağımlı bir şeyden bahsedildiğini göstermektedir. Bütün bunlar ya yasa kavramının yerli yerine oturtulamaması ya da değer yasası diye bir şeyin

gerçekte var olmadığının gizlenmiş itiraflarıdır. Halbuki, insan yasaları kendi iradesini bunlara uydurmak için arar. Tam burada sözü Stalin’e vermekte yarar var: “Marksizm, -ister doğa yasaları, ister ekonomi politik yasaları olsunlar- bilim yasalarını, insan iradesinden bağımsız olarak etkilerini sürdüren, nesnel süreçlerin yansımaları olarak anlar. Bu yasaları

keşfetmek, tanımak, incelemek, onları eylemlerimizde hesaba katmak, toplumun yararına işletmek mümkündür, ancak bunları değiştirmek ya da yok etmek mümkün değildir. Hele yeni bilimsel yasalar oluşturmak ya da yaratmak tamamen olanaksızdır.”
Elbette Stalin sadece değer yasasına ilişkin olarak böyle konuşmuyor. O ekonomi-politiğin yasalarının nesnel niteliğini,

bunların insan iradesinden bağımsız oluşunu birilerine anlatmaya çalışıyor. Zira karşısında bu bakımdan aşırı uçlarda yer alan sayısız kadro bulunuyor. Günümüzde, yani Stalin’in artık pek önemli olmadığı koşullarda, karşı sözlerin daha baskın olmasında şaşırtıcı bir yan bulunmuyor. Ancak Marx, Engels, Lenin tarafından söylenmiş sözler var. Marksizm

kulvarı içerisinde yer alanlar bahsi geçen yasalar söz konusu olduğunda cepheden karşı durmuyorlar. Yine aynı otoriteler tarafından savunulmuş fikirlere yaslanarak yanılgılarını sürdürmeyi başarıyorlar . Elbette tüm Marksistler tamamen aynı görüş açısı içerisinde yer almıyorlar. Ama onların aralarındaki farklar burada bizi pek ilgilendirmiyor. Biz ortak

yanılsamalarla ilgileniyoruz.

I. T. Frolov
I. T. Frolov

“Biyolojik düşünce”, bugün şu anlama gelir: Yaşamın karmaşık fenomenlerini elemanter bileşenlere bağlayan, indirgeme ve çözümleme (moleküler düzeyde fiziksel- kimyasal süreçlerin incelenmesi); bütünsel yapılann bağlı oldukları yasaların üretimi; değişik düzeylerde sistemsel- yapısal bir yaklaşımı içeren bireşim gibi, çok farklı süreçleri bilgi süreci

içinde birleştirebilmek, demektir.

Aijaz Ahmad
Aijaz Ahmad

Bu bütünsel krizin yan etkilerinden biri, edebiyatın geleneksel olarak ırklar - cinsiyetleri - ve imparatorlıkları temsil eden stratejik yardakçılıkları açmaya zorlanması oldu.