Bütünsel Eliminasyon yaklaşımıyla beden, ruh, zihin dengenizi sağlayabilir, yıllardır diyet yaparak veremediğiniz kilolarınızı verebilir ya da kronik sağlık problemlerinizle vedalaşabilirsiniz. Gençlik yıllarınızdaki enerjinize, neşenize ve sağlığınıza kavuşabilirsiniz.
Bazı Besin gruplarının beslenme düzeninden çıkarıldığı ve bedenin tepkilerinin
takibe alındığı 21 günlük BÜTÜNSEL ELİMİNASYON ile sağlığınızı, bedeninizi ve ruhunuzu, zihninizi, aslına bakarsanız tüm hayatınızı değiştirebilirsiniz.
Kendi sağlığınıza dair her şeyi öğreneceğiniz bilgilerin yazıldığı tek bir kitap vardır : Bedeniniz! Onu okumayı, dinlemeyi, gerekli ayarlarını yapmayı ihmal etmeyin. Bedeninize ilişkinizi geliştirmeniz sağlığınız için yapacağınız en zahmetsiz en ucuz, ama en büyük yatırımınız olacaktır.
Hz. Mevlânâ'nın son günlerinde, ziyaretine Sadreddin Konevi gelir. Der ki: "efendim, sağlığınıza dua ediyoruz." Hz. Mevlânâ, "aman, duayı kes! Çünkü onunla aramda bir berzah kaldı, bırak da kavuşayım." buyurur.
(Karadağlılar'ın) Her türlü ritüellerinde düşmanlığın izlerini görmek mümkündür. Örneğin şerefe kadeh kaldırırken şu sözler söylenmektedir: "... bugün burada sizin sağlığınıza kadeh kaldırıyorum ama umarım bunu gelecek sene başka bir Türk yerleşim yerinde yapabilirim ..."
Zihninizi ne ile doldurursanız, bu, sağlığınıza ve vücudunuzun işleyişine yansıyacaktır.
ÖNCELİKLERİNİZİ BELİRLEMEK ÖNEMLİDİR
Okuldaki profesörlerden biri elinde büyükçe bir kutu ile derse gelir. Hiçbir şey söylemeden, kutudan bir cam kavanoz çıkarır ve masaya koyar. Sonra kavanozu ağzına kadar tenis topları ile doldurur. Ardından öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar.
Öğrenciler hep birlikte kavanozun dolduğunu
söylerler. Bu sefer profesör kutudan çıkardığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar, onlar da “evet, doldu” derler, profesör bu kez kutudan çıkardığı için kum dolu poşeti eline alır ve içindeki kumu
yavaşça kavanoza döker.
Tabi ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar, öğrenciler de hep birlikte “evet” derler.
Bu sefer profesör masanın altında hazır bekleyen iki fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, kahve de kumların arasında kalan boşlukları
doldurur.
Daha sonra Profesör, “Bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım.” der.
“Şöyle ki; bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, dostlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur.
O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vb... Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir.
Şayet, kavanoza önce kum doldurursanız, çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli
şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi, mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin. Sağlığınıza dikkat edin, çocuklarınızla oynayın, eşinizle yemeğe çıkın, evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin.”
Bir öğrenci sorar; “Peki, o iki fincan kahve nedir?”
Profesör gülerek: “Bu soruyu bekliyordum, hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır.”