Latif manzaradan mahrum kuru çıplak dağlarla çevrilmiş; su denen mefhumdan kilometrelerce uzak bu çölde ibda edilmek istenilen hayat medeni bir insanın yirmi dört saatini dolduramayacak kadar sıkıcı ve boştur.
"Ben hayata bağlanmak için ona muhtacım, o idare edilmek için bana muhtaç..
...
Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... Ne aradığımızı bilmeden aramak... Şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükunet içindeyim..."
Seviştiğimiz veya sevişmediğimiz için yargılanmak, seksi olduğumuz veya olmadığımıza göre tasnif edilmek, sürülecek tarlalar olarak erkeklere ve Allah'a emanet edilmek, kırmızı bir kurdeleyle bir elden diğerine geçirilen bedenler olmaya mahkum edilmek istemiyoruz.
Suriye'deki en önemli insan hakları sorunlarından biri de gözaltında kaybolma ve öldürülme suçudur. Beşşar döneminde dünya kamuoyuna yansıyan en önemli kaybolma olayı, Şeyh Maşuk Haznevi'nin 8 Mayıs 2005'te kaybolmasıdır. Kürt asıllı Şeyh Haznevi'den 22 gün içinde bir daha haber alınamadı. Suriye resmi makamları, 1 Haziran'da Haznevi'nin öldürüldüğünü
açıklarkan olayı da adli bir vaka olarak nitelendiriyordu. Hatta bir süre sonra Haznevi cinayetine karıştıklarını itiraf eden Muhammed Matar El Abdullah ve Yasin Matar El Hindi adlı iki kişinin yakalandığı açıklandı. Oysaki ülkedeki Kürt azınlık ve insan hakları savunucuları Şeyh Haznevi'nin öldürülmesinde devleti suçladı. Uluslararası Af Örgütü'ne göre de olaylar
devletin açıkladığından daha farklı gelişti. 8 Mayıs'ta Suriye askeri istihbarat görevlileri tarafından kaçırılan ve bilinmeyen bir yerde tutulan Haznevi, uzun süre işkenceye maruz kaldı ve 27 Mayıs'ta tedavi edilmek amacıyla Teşrin Askeri Hapisanesi'ne getirilmesinin ardından 30 Mayıs'ta öldü.
10 Haziran 1915’te yürürlüğe konulan ek kanun, sürgünlerin mallarının nasıl idare edileceği, bu kişilerin nasıl korunacakları ve diğer malların kamusal açık artırmalar yoluyla nasıl elden çıkarılacağını, elde edilen gelirlerin savaştan sonra dönen sahiplerine iade edilmek üzere nasıl rehin tutulacağına dair talimatlar içeriyordu. [17]
Bir Fin Atasözü vardır:
-Görünmek istiyorsan Ayağa Kalk
-Tanınmak istiyorsan Konuş
-Takdir edilmek istiyorsan Kısa Kes
Ben bunların üçünü de şu anda yerine getirmiş bulunuyorum. Teşekkür ederim, dedi ve kürsünden indi.
Kanımca, President Rolf, bu üç tümcesiyle, bize unutamayacağımız bir ders vermişti ve ziyareti amacına ulaşmıştı.
Yalnız doğmak ve yalnız büyümek zor değil de, kalabalığa alıştıktan sonra yalnızlığa mahkum edilmek çok zor!
New York'ta bir kişinin oturduğu yere davet edilmek büyük bir güven göstergesidir. Evler kişilerin sanat eseri,mobilya,boya seçimleri kendi zevk ve tarzları hakkında çok şey anlatır ama bu her yerde böyledir değil mi?
...Bu emir üzerine Edirne sarayındaki tahsil ve terbiye teşkilatı ve usulü aynen tatbik edilmek üzere ,Topkapı sarayı yapılırken mektep olarak daireler yaptırımış buralarda okuyanlara gözcülük ve gelişmelerini temin etmek için hazine ve kiler koğuşlarındaki bilgili kişilerden bir"Encümen-i Dâniş"kurulmuştur.
"Teşrifatve teşkilatımız "Ali seydi bey Tercüman
1001 Temel eser
Asu kendini rahatlamış hissetti. Özgürdü. Artık gittikçe incelen çizgiyi tutturmaya çalışarak yürümeye gerek kalmamıştı. Başkalarının birbirini harcayıp yok edişlerini izlemek zorunda değildi. Huysuz homurtucuları kendi pahasına mutlu tutmasına dair beklentiyi sürekli ensesinde hissetmeyecekti. Kendini o hisse karşı ilerlemeye zorlamayacaktı. Veya aralarından biri
icat ettiği şu veya bu nedenle kendisini suçlu ilan etti mi diye bir derdi olmayacaktı.
Ölme noktasından bakıldığında, ara sıra mağdur edilmek ve sonra bunu aşıp geçmek öyle çok büyük problem gibi durmuyordu… Etkileyeni geri etkilemeyi ara sıra başaramamak da sorun değildi, hatta bununla uğraşmayı istememek bile mümkündü… Haksız yere suçlu ilan edilmek,
senden çok ilan edenin problemiydi artık… Hatta ‘varolmamak’ ve basitçe yokluğa karışıvermek bile o denli can alıcı değildi burada. Hiçbir şeyin önemi yoktu, ta ki sen önem atfetmeye karar verene dek.