Emre Koçak
Emre Koçak

Gece yeni başlarken, sigaranın azaldığını görmek gibi bir şeydi, hayal kırıklıklarıyla dolu bir enkazın altından kalktıktan sonra tekrar önündeki hayat için bir şeyler yapmaya başlamak.

M. Sadi Karademir
M. Sadi Karademir

...
Sana âşık olmak gibiyim ancak
Ve kimin duvağını açsam sevgilim
Eminim, altından ölüm çıkacak.

Mustafa Arıdaş 
Mustafa Arıdaş 

Bu bilincin altından akan suların, fikirleri yok ettiği anlar insanı ipe sürüklüyor. Kendimden habersiz çıktığım kaçıncı yol bu?  Birikip birikip dağılmak akıl almaz bir kısır döngü. Bilmemek veya unutmak beni bana yaklaştıracak olan iki uçsuzluk... Bin vakitsizliğin altından kalkıp, sende yalnızca geçmişten ibaret kalmak, vicdânın çıkmaza sürüklenmesinden

başka bir şey değil.

Yeşim Olcay Sağtürk
Yeşim Olcay Sağtürk

Çocuğunuzun gördüğü canavarlara inanmaz,bunları aptalca bulur, hele hele bir de kızar ya da alay ederseniz, onunla aynı takımda olamazsınız... Çocuk bu tür korkularını size anlatmaktan vazgeçer, ve böylece korkular sürekliliğini korur. Çocuğunuz büyüdükçe, bu sorun daha da büyür. Okulda yaşadığı sorunları, arkadaşlarıyla yaşadığı sorunları, ergenlik

sıkıntılarını, ilk sevgilisini, içtiği ilk sigarayı, içtiği ilk içkiyi... Hiçbir şeyini size anlatmaz.

Oysa “Canavar falan yok” diyeceğinize;

“Ben de küçükken aynı böyle bir şey görmüştüm. Benim gördüğüm canavar, perdenin altından girip, sağ köşeden yukarı çıkmıştı“ Seninki nerden girdi, anlatsana...” derseniz, onunla aynı

takımda olursunuz. “Bunları ben de yaşadım, seni anlıyorum” demiş olursunuz. Böylece, size bütün gördüklerini teker teker anlatır. Anlattıkça korkular önemini yitirir ve zaman içinde sürekliliğini kaybeder.

Ayrıca siz bu canavarla nasıl baş ettiğinizi, onu nasıl etkisiz hale getirdiğinizi ya da ondan korkmamayı nasıl öğrendiğinizi ona anlatırsanız,

ona da bu canavarla nasıl baş edeceğine dair bir yol göstermiş olursunuz. “Canavar gördüğünde şöyle yapmalısın, onunla şöyle savaşmalısın...” diye akıl vermektense, “Ben şöyle, şöyle yapmıştım, çok iyi oldu” diyerek yol göstermek çok daha etkilidir. Çünkü çocuklarımız öğütlerimizi pek dinlemez ama yaptıklarımızı yaparlar.

Saffet Yılmaz
Saffet Yılmaz

Muradiye Külliyesi'nde başlatılan restorasyon çalışmaları, heyecan verici gelişmelere sahne oldu. Restorasyon esnasında, barok desenlerle süslü sıvanın hareketli olduğunun farkedilmesiyle; mevcut sıvanın altında Osmanlı erken dönem tezyinatının olduğu, kubbelerin aslında Osmanlı motifleriyle süslü oldukları,ancak 19.yüzyıl sonlarına doğru bu motiflerin kapatılarak

üzerine o günün modası olan barok desenler işlendiği anlaşıldı ve böylece 150 yıllık sıvanın altından 550 yıllık tarih ve medeniyet ortaya çıkarıldı.

Murat D. Mirza
Murat D. Mirza

Tarihçiler Afanasyevo kültürünün batıdan gelen Repin kültürünün devamı olduğunu düşünmektedirler. Bu kültür, daha sonra Orta Asya Türk devletlerini kuranların ataları olarak kabul ediliyor.Daha sonra M.Ö. 1700 ile M.Ö. 1200 arasında Andronova Kültürü doğdu. Afanasyevo kültürüne benzeyen ve daha ileri bir seviyeye ulaşan bu toplumda bakır yanı sıra tunç, gümüş

ve altından aletlere de rastlanmıştır. Atı evcilleştiren Andronovo Kültürünün Ön-Türklere ait olduğuna dair kanıtlar vardır.

Belgin Baykal
Belgin Baykal

Yaşamak istediğimiz hayat ! Umutlarımız ve beklentilerimiz, bize dayatılanlar !
Eyşan, bazen içimizdeki karakterler! Onun da yaşadıklarının altından kalkamayınca ruhunda dekoltesi var.
...

Vüsalə Məmmədova
Vüsalə Məmmədova

- Bax, balaca küçük, indi səni aparıb, bizim postu keçirəcəyəm. Ondan sonra isə buraxacağam, özün gedəcəksən, gedə biləcəksən?
İlhamə çiyinlərini çəkdi.
- Qorxma, mən bizim postu ötürən kimi qaçıb gedərsən, səni qarşılayacaqlar. Türklər nə qədər vəhşi olsalar da, sənə heç nə eləməzlər. Çünki öz zibillərisən! Hə, nə deyirsən,

gedə bilərsən?
Təlaş və tərəddüd hissləri birləşib qızcığazın ruhunu bürüsə də, cəmi bir neçə yüz metr aralıda azadlıq onu çağırırdı. Cəmi bir neçə yüz metr qaçacaqdı. Gözləri parladı, xoşbəxtcəsinə çiynini adamın əlinin altından çıxarıb irəliyə addımladı. İkinci addımı atmışdı ki, açılan atəş onun ayaqlarını yerə mıxladı.

İlhaməni donduran bu "atəş" arxadan eşitdiyi sözlər idi:
- Ancaq yollar minalanıb! Ayağını üstünə bassan, partlayacaq! Qorxma, ölməyəcəksən! Yadında saxla, balaca küçüklər heç vaxt ölmür! Amma ayaqların qopub, səndən uzağa düşəcək. O qədər uzağa ki, əllərin onu götürüb yerinə yapışdırmağa çatmayacaq!

Seyfi Koryürek
Seyfi Koryürek

1945 yılı, enstitümüzde kitap düşmanlığının gündeme geldiği; komunistlik suçlamalarının yaygınlaştığı yıldır. İktidar partisi içindeki kimi politikacılar enstitüleri gözden çıkarmıştı.
Kentteki işçinin, köydeki çiftçinin, dağdaki çobanın çocuğunun okuyup adam olmasını sindiremeyenler karşı kampanyaya başlamışlardı. Etkili de oluyorlardı.

Sınıf kitaplıklarındaki ders dışı kitaplar inceleniyor; kız-erkek öğrencilerin bir arada çalıştırılması yadırganıyor ve bu durumlar öğrencilerin ana-babalarına dek duyuruluyordu. Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsüne seçilemeyen kimi öğrenciler de bu suçlamaları el altından destekliyordu.

Linda Gask
Linda Gask

Basit bir şekilde açıklarsak insan ruhu, en azından bir bakıma, daha çok soğan gibi. Bir kat problemi soyabilirsin, ama altından tamamen başka bir kat daha çıkar, er geç bunu da üzerine gidilmesi gerekecektir.