Dünya küçük demişlerdi, nerdesin
Kuyruğunu bırakması gibi bir kertenkelenin
Kim böyle orta yerde bırakır
Ve yazmaz, birkaç satır.
Bana günahtır,
Nereye gidersem orası senin yurdun
Çünkü aklımdan çıkmıyorsun ...
Dünya küçük demişlerdi, nerdesin
Kuyruğunu bırakması gibi bir kertenkelenin
Kim böyle orta yerde bırakır
Ve yazmaz, birkaç satır.
Dünya küçük demişlerdi, nerdesin
Kuyruğunu bırakması gibi bir kertenkelenin
Kim böyle orta yerde bırakır
Ve yazmaz, birkaç satır.
Dünya küçük demişlerdi, nerdesin Kuyruğunu bırakması gibi bir kertenkelenin
Kim böyle orta yerde bırakır
Ve yazmaz, birkaç satır.
O bir gece geçilmezi geçtiğinde
sayrılığın kapısına
Nergisinin orta sarılığında ulaştı.
Sonra renk akşamdan geceye geceden sabaha
varış anları olmuştu.
Vicdanımın en orta yeri acıyor. Size de arada bir olur mu böyle? “Acaba” diyorum; bu ince çizgide nefes aldınız mı hiç? Ben çoktandır alıyorum, şimdi bile…
Üst üste hem de bin kere tekrar ederek ve katlayarak çoğaltıyorum içimdeki sancıyı.
Burası bir uçurum kenarı… Metrelerce yukarıdan aşağı doğru bomboş gözlerle bakılan bir yer. Ne kadar da
özgürlük kokuyor ah! Sonrasında kanatlarım varmış gibi bir hisse kapılıyorum. Tadına bakmak için sabırsızlanıyorum aslında. “Ölmek nasıl bir şey?” diye tekrarlıyorum içimden. Dedikleri kadar jilet kesiği gibi kesiyor mu acıları? Mesela, ne kadar bir şiddetten sonra hafifler insan? Biliyor musunuz?
Biliyorsanız söyleyin.
Bir insanın, en doruktaki bir
acıda bile duyarsız kalabilir mi kalbi? Azı, çoğu, ölçüsü nedir?
“Acı” diyorum, acı hani?
Yaktığı yerden bir cerahat gibi akıp gider mi ya da hiç gitmez mi? Merak ediyorum sahiden. Şimdi, hangi inanç geri çevirecek içimdeki intihar isteğini? Nasıl bir umut erteleyebilir ecele beni? Beni kandıracak bir söz var mıdır bu dakikadan sonra ve hâlâ? Varsa
söyleyin.
Gelecekse beklerim.
Ama kandırmayın beni.
Düşman, hepimizin ortak düşmanı: Yalancı Avrupa ve şuursuz Orta Doğu insanı.
" 3./9. yüzyılın sonuna doğru Ebu el- Abbas el-Iranşehrı Ptoleme'nin aksine Güneş tutulmasının dairesel olabileceğini savundu ve tam Güneş tutulmasının, Güneş'in Dünya' dan en uzakta değil orta uzaklıkta bulunduğu sırada olabileceği görüşünü ileri sürdü. Dairesel Güneş tutulması Avrupa’da Chr. Clavius tarafından 1567 yılında gözlemlenmiştir. "