Bir milletvekilinin, milletvekili sifatı ile gördüğü işlerden başka hususi bir takım işleri de bulunabilir. Milletvekili her yere milletvekili sifatı ile giremez ve her işi milletvekili sıfatı ile
göremez. Aksi halde meclis-i idaresinde milletvekilleri bulunan bir anonim şirketin de Büyük Millet Meclisi'nden farkı olmaz.
MURAT MENTEŞ: Bugün bizler erdem ile mutluluğun birarada olması gerektiğini biliyoruz. Gene de mutsuzuz. Nerede hata yapıyoruz?
FÂRÂBÎ: Cahillerle aynı hedeflere koşuyorsunuz. Tutum ve davranışlarınızı, cahilane pratiklikteki kolaycılıktan kurtaramıyorsunuz. Filozof mertebesine ulaşmayı hedeflemiyorsunuz. İtibarı [ şerefi, şöhreti, parayı], onurdan üstün
tutan anlayışsızlık ve yüzeyselliğe ayak uyduruyorsunuz. Bildiklerinizi bir yaşam projesini gerçekleştirmede kullanmalısınız. Aksi takdirde bilgi, hayalî bir niteliğe bürünür... Hayallerinizi gerçekleştirdiğinizi zannediyorsunuz fakat yaptığınız şey arzu ve heveslerinize kavuşmaktan ibaret.
Turan: yani din kesinlikle bilimin önüne engel değil.
Sezgin: hayır! Biz geriliğimizin sebebini yanlış olarak dine bağlarsak da, ben dini himaye etmiyorum., ben tarihi bir hakikati müdafaa ediyorum. Aksi takdirde biz kendimizi tamamıyla kafamızı kuma sokmuş bir devekuşu haline getirmiş oluruz.
"Yani din kesinlikle bilimin önüne engel değil."
"Hayır! Biz geriliğimizin sebebini yanlış olarak dine bağlarsak da, ben dini himaye etmiyorum, ben tarihi bir hakikati müdafaa ediyorum. Aksi takdirde biz kendimizi tamamıyla kafamızı kuma sokmuş bir devekuşu haline getirmiş oluruz."
Hayır! Biz geriliğimizin sebebini yanlış olarak dine bağlarsak da, ben dini himaye etmiyorum, ben tarihi bir hakikati müdafaa ediyorum. Aksi takdirde biz kendimizi tamamıyla kafamızı kuma sokmuş bir devekuşu haline getirmiş oluruz.
Turan: Yani din kesinlikle bilimin önünde engel değil.
Sezgin: Hayır! Biz geriliğimizin sebebini yanlış olarak dine bağlarsak da, ben dini himaye etmiyorum, ben tarihi bir hakikati müdafaa ediyorum. Aksi takdirde biz kendimizi tamamıyla kafamızı kuma sokmuş bir devekuşu haline getirmiş oluruz.
Miladi 850 yılından itibaren, 16. yüzyılın sonuna kadar Müslümanlar ilimde mütemadiyen yeni şeyler keşfettiler. Yeni ilimler kurdular, eski ilimleri geliştirdiler ve ilerde kurulacak bazı bilimlerin temellerini attılar. Ondan sonra ilimler tarihinde önderliklerini yavaş yavaş kaybettiler. Bugün Avrupa'daki bilimler, İslâm bilimlerinin bir başka coğrafyada, değişik tarihi
şartlar içerisindeki devamından ibarettir, diye tanımlıyorum. Ama bugünkü Avrupa'da, Batı'da gelişeni yabancı bulmuyorum. Bizim akrabalarımızın geliştirdiği safha olarak kabul ediyorum. Oradaki bilgiyi yabancı bulmadığım için bende bir aşağılık duygusu da yok onlara karşı. Aksi takdirde ben bu 13 cildi yazamazdım.
Toplumsal ve bireysel hak ve özgürlüklerden daha da önemlisi, insan aklının özgürleşmesidir; aksi takdirde, diğerleri taşınması zor bir yük halini alır.