Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

İnsan özgür doğuyor, ama her yerde zincirlerine bağlanıyor.
Rousseau

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

1980 öncesinde Türkiye'de sendikalaşma, tarihinin en yüksek oranlarına ulaştı. Sendikalı işçi sayısı 1971 rakamlarıyla Fransa'da %20, Federal Almanya'da %25, İtalya'da %30 iken Türkiye'de de %30'du, 1975'te sendikalı işçi sayısı sendikalaşabilir ücretlilerin %42.8'ine ulaşmıştı.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Bir olgunun zıddında, karşıtında olmak son çözümlemede aynı eksende olmaktır ve bu tür konumlanışın temel sorunu, kendine özgü, olumlu bir program ve siyasal çözüm geliştirme olanağının yitirilmesidir.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Oğuzhan Müftüoğlu, Fikri Sönmez’le seçimler öncesinde aralarında geçen bir konuşmayı şöyle anlatır:

Fikri, üstlendiği sorumluluğun bilincinde ve onun ağırlığı altında görünüyordu. Bir keresinde dedi ki: ‘Ben seçimi kazanabilirim burada ama kazanınca ne yapacağız, muhalefette olmanın bir rahatlığı vardır. Her şeyi eleştirirsin, her şeye kötü

dersin, peki al sen yap dedikleri zaman ne yapacağız, nasıl yapacağız?... Biz dedik ki, bizim hiç şunu yapacağız, bunu yapacağız diye hiçbir vaatte bulunmamamız gerekir. Vaat edebileceğimiz tek şey vardır, ne yapacaksak bunu birlikte yapacağız, yapacağımız şeye birlikte karar vereceğiz… Belediye kendi iktidarını kendi kullanacaktır. Halka devrederek kullanacaktır

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

CEO lar, üst yöneticiler, baş mühendisler artık yöneticidirler. Mühendis gibi düşünürler ama mühendislik yapmazlar . İşçi sınıfının dışına çıkmışlardır. Yukarıdan hiyerarşinin tepesinden denetler ve yönetirler. Yanlızca sermayenin işlevlerini üstlenmiş olmaları nedeniyle degil gelirlerini elde etme biçimleri (yanlız ücret değil özel prim, ikramiye kimi zaman

kardan belirli bir pay, sonuç olarak artı değerden pay vb.) ve gelirlerinin miktarı (en nitelikli işçinin en yüksek ücretinden çok yüksek, kimi zaman yüzlerce katı) vb nedenlerle kapitalist sınıftandırlar. Ayrıca çogu, hisse senedi sahipliği yoluyla sermayeye, üretim araçları mülkiyetine de ortaktirlar. Herkes hisse senedi alabilir. Fark, bu kişilere hisse senedinin ödül

ya da prim olarak verilmesidir.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

1978 ile 1980 arasındaki iki yıllık dönemde, bütün sol örgütlerde tıkanıklık ve bunalım yaşandı. Siyaseti bırakma, bölünme, tasfiye ve iç çatışmalar biçiminde dışa vuran bir tıkanıklık ve bunalım, sol hareketi 12 Eylül'den çok önce yorgun ve ne yapacağını bilmez bir duruma düşürdü.
...
1978-1980 arasında Türkiye sol hareketindeki krizi en iyi

anlatan göstergelerden biri, bu dönemde hemen bütün örgütlerin bölünmesidir.
TKP, resmi TKP ve TKP/İşçinin Sesi olarak bölündü.
Dev-Yol, Dev-Sol ayrılığı bu dönemde çıktı.
TİP'in resmi TKP çizgisine yaklaşmasıyla eşzamanlı olarak, TİP'te Sosyalist İktidar kopuşu gerçekleşti.
TSİP bölündü. TKP-B ayrı bir parti olarak ortaya çıktı.

Halkın Devrimci Öncüleri'nden ayrılanlar THKP-C Acilciler'i oluşturdular.
Halkın Yolu olarak da bilinen THKP-C/ML yöneticilerinin bir bölümü bu dönemde örgütlerinden ayrılarak TİKP'e geçtiler.
MLSPB'den ''THKP Savaşçıları'' ayrıldı. Bir grup da ''Çayan Sempatizanları''nı oluşturdu.
Halkın Kurtuluşu'ndan ayrılanlar Türkiye İhtilalci Komünistler

Birliği'ni kurdular.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Proleterleşmeyi tanımlayan, sömürü ve baskıyı birbirine bağlayan ilmik mülksüzlüktür. Güvencesizlik bu ilişkinin türevidir; kapitalist üretim biçimindeki mülksüzleştirme ve yedek işçi ordusu yaratma süreçlerinin bir sonucudur. Emeğin güvencesizliğini yeni bir ley olarak sunmak, buradan yeni bir sınıf yaratmak tarih dışı bir yaklaşımdır.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Kargaşa, düşünsel açıdan verimli bir ortamdır. Büyük dinlerin her birini ortaya çıkaran şey kargaşaydı.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Güç son derece göreli ve diyalektik bir kavramdır. Öyle durumlar olur ki , zamanı gelmiş bir dönüşüm için seferber olan , ne yapacağını bilen , iyi örgütlenmiş bir kaç bin kişi bir ülkenin yazgısını değiştirebilir; milyonlarca oy toplamış bir parti etkisiz ve marjinal kalabilir.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Belirli bir fabrikada ya da hatta belirli bir iş kolunda grevler yoluyla tekil kapitalistleri daha kısa iş gününe zorlama girişimi katıksız ekonomik harekettir. Öte yandan 8 saatlik iş günü yasasını kabul ettirme hareketi siyasal bir hareket, yani sınıfın kendi çıkarlarını genel bir biçimde elde etme amacını taşıyan hareketi doğar.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Türkiye Solu 1960 ile 1980 arasındaki 20 yılda dinç ve yenileştirici bir toplumsal/siyasal güç olarak var oldu. Toplumsal yaşama, Türkiye'nin yakın tarihinin oluşumuna, deyim uygunsa ''kendinden öte'' katkılar yaptı.
...
Türkiye Solu, çeşitli ekol ve damarlarıyla dünya solunun ve birçok karakteristik özelliği ve rengiyle de Türkiye toplumunun ve tarihinin

ürünüdür.
...
Yükselirken ve düşerken kendisini var eden zeminin karakteristik özelliklerini, bunlardaki değişiklik ve kırılmaları yansıttı. Dünya kapitalist sisteminin döneme özgü, ''refah devleti'', ''kalkınmacılık'' türünden paradigmaları ile dünya sosyalist güçlerinin 1917 Ekim Devrimi sonrası ''kapitalist olmayan yoldan kalkınma'', ''ulusal kurtuluş''

yönelimleri Türkiye solunun biçimlenmesini derinden etkiledi.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

İnsan bilinçli bir türdür; insanın
emek etkinliği ne yalnızca kendi acil gereksinimlerini karşılamak,
ne yalnızca yaşamını sürdürmek ne de yalnızca üretmek içindir.
İnsan, pratik etkinliğiyle, türsel yaşamına uygun yeni bir dünya
yaratmaktadır! Dünyayı yeniden kurmaktadır!

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Hizmet sektörünün , sanayi aleyhine büyümesi , işçi sınıfının eridiğinin orta sınıfların büyüdüğünün en güçlü kanıtı olarak ileri sürülüyor.

Burada başta bir yöntem hatası var. Sınıflar sektörlere göre sınıflandırılamazlar.

İkincisi çoğu kez algılandığı givi, sanayiden hizmete kayış, dünya ekonomisinin sanayisizleşmesi ,

maddesiyle Şemsi anlamına gelmiyor.; maddi üretim , artı değer üretimi artarak devam ediyor.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Marksizm, felsefeyi "kapsayıp aşan" bir praksis felsefesidir. On bir tez, bu aşma girişiminin tezahürü ya da ifadesidir.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Tezler, her şeyden önce bir yabancılaşma eleştirisidir. Feuerbach dinsel yabancılaşmayı, yani insanın kurtuluşu duyumlar ötesi bir başka dünyada arama yanılgısıru açıklamaya girişmişti. Marx ise, bunun bilincin yanılsaması olmayıp, toplumdaki ayrışma ve bölünmenin sonucu olduğunu yazdı. Dolayısıyla kurtuluş, yabancılaşmayı sona erdirecek felsefede de

değildi.Kurtuluş, toplumsal ilişkileri, maddi varoluşun koşullarını değiştirmekteydi

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Feuerbach üzerine Tezler, nesne ve nesnellik karşısında öznenin ve öznelliğin rolünü öne çıkarıyordu. Duyularla elde edilen gerçeklik de aslında insan eyleminin, pratiğin ürünüdür.

Haluk Yurtsever
Haluk Yurtsever

Materyalizmi edilgenlikten kurtarıp etkinleştirmenin yolu insan eylemine, pratiğe hak ettiği yeri geçmektedir. Marx, Tezlerde nesnelle öznel, doğayla toplum, doğa ve toplumla insan ilişkilerini, tek yanlı, durağarı kavram ve süreçler olmaktan çıkardı. Doğa ve toplum gerçek ve nesneldirler. Ama, doğa ve toplum içindeki insan eylemi, pratiği de, varolan gerçeği değiştiren,

devrimcileştiren bir nesnelliktir.