Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Muhtemelen, kitap basım tekniği daha erken dönemde alınmış olsaydı, İslâm dünyasında yaratıcılığın şiddetle azalmasının bir süre önüne geçilebilirdi

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

O dönemde hazırladığı Buhari’nin Kaynakları başlıklı doçentlik tezi çalışması alanında bir ilk olma özelliği taşıyordu. Çünkü Fuat Sezgin bu çalışmasında bilinen yaygın kanaatin tersine İslam’ın ilk dönemlerindeki Hadis nakillerinin sözlü değil yazılı kaynaklara dayandığını savunuyordu. Bu hâlâ alanında çok önemli bir kitap olarak kabul edilir.

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Özellikle üniversitelerimizin eğitiminden başka her işle uğraştığı bir dönemde genç kuşaklara bilgiye önem vermenin ne olduğunu en güzel şekilde gösteren bir bilim adamı...

Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli

" İletişimin bunca ilerlediği bir dönemde hâlâ 'Cahiliye' dönemini yaşıyoruz. "

Jürgen Rühle
Jürgen Rühle

"Hareketli bir dönemde vicdanının yolundan giden her yazar tehlikede yaşadığını bilmelidir"

Defence Turk
Defence Turk

Dünya silah ithalatındaki payı %1,5 olan Azerbaycan’ın payı 2015-2019 döneminde %0,8’e geriledi. Bu dönemde Azerbaycan’ın en büyük tedarikçisi %60’lık devasa pay ile İsrail olurken onu %31’lik pay ile Rusya takip etti. Türkiye ise %3,2 ile üçüncü sırada yer aldı.

Defence Turk
Defence Turk

"Dünyada şu anda örneği olmayan İHA’ların, SİHA’ların deniz platformlarıyla kullanışıyla ilgili yeni bir oyun değiştirici yaklaşıma gidebiliriz. Bunlar gelecek dönemde görmemiz muhtemel olan şeyler."

Mert Gönül
Mert Gönül

"Tevetoğlu'nun ABD yanlısı ve ABD çıkarları doğrultusunda politika yaptığını iddia edenlere Tevetoğlu'nun 5 Nisan 1972 yılında Senato'da gündem dışı yaptığı konuşma cevap niteliği taşımaktadır. O dönemde ABD'nin Yunanistan'a vermeyi planladığı Phantom uçakları meselesine * değinmiş, 'Bu karar dargınlık ve titizlik yaratacak vasıftadır. Tek taraflı

anlaşmalara gitmek hatalı olacaktır. Türk-Yunan dostluğu yara alacak, Türkiye'deki NATO düşmanlarının ekmeğine yağ sürülecektir' demiştir.

* ABD Yunanistan'a 1974 yılında 18 adet bahse konu uçaklardan vermiştir. Yapılan eleştirilerin yersiz olduğu ve aynı dönemde Türkiye'ye de 40 adetlik uçak verilmesine yönelik anlaşma yapıldığı daha sonra ortaya

çıkmıştır. "

Abdullah Erol
Abdullah Erol

Aydınlanma öncesi ve sonrası dönemde ortaya çıkan düşünürlerin kilisenin etkisi dışında tasarladıkları Tanrı ve devlet tasavvurları ve tahayyülleri aynı zamanda yeni meşruiyet alanlarının gelişmesine de yol açtı. Hobbes, Leviathan ile birlikte devleti bütün toplumu benzeştiren bir canavara dönüştürürken aynı zamanda modem devletin homojenleştirici işlevini de en

belirgin şekilde resmetti.

Devletin kaynağının Orta Çağ geleneğinden farklı şekilde tanımlanması aynı zamanda epistemolojik, ontolojik kopmaları da doğurmuştur. “İlk öncül”ün ne olduğu kurgusu epistemolojik, ontolojik düzlemde önemli bir tartışma zemini oluşturdu. Nitekim bu dönemde yapılan Klasik sosyal sözleşmeler ilk devletin nasıl ortaya

çıktığı sorunsalına odaklanmıştır. Aslında bu sözleşmeler, devletin nasıl ortaya çıktığından hareketle, devlet-insan ilişkisinin nasıl olması gerektiğini tasarlamayı hedeflemiştir. Böylece, Locke, Hobbes ve Rousseau sosyal sözleşmeleri ile üç farklı geleneğin doğmasına katkı sağlamışlardır. Bu sözleşmeler oluşturdukları temelsiz kurgulamalar ile epistemik

bir alan üzerinden farklı meşruiyet alanları oluşturmuştur.

Kilisenin Tanrı algısından bağımsız bir şekilde devletin ontolojik temelleri bulunmaya çalışılmıştır. Devlet üzerine oluşturulan fiksiyonlar, devletin nasıl bir işleve sahip olması gerektiği konusunda da öngörüler oluşturmaktaydı. Modern devletin temelini atan bu argümanlar sonraları Tanrı

gücündeki devletin ya da Tanrı devletlerin inşasında önemli perspektiflerin oluşmasına yol açacaktı. John Locke'un “özel mülkiyeti” ön plana çıkarması liberal devletlerin gelişmesine yol açarken 2o Hobbes, “Leviathan” adlı eserinde devletin meşruiyetini ve fonksiyonlarını “güvenlik” üzerinden tanımlar.

Nesrin Bakırcı
Nesrin Bakırcı

gene içine döndüğü bir dönemde olduğunu ve kendini dış dünyaya kapatmak istediğini düşünüyordum