Celal Beydili
Celal Beydili

Türk mitolojisi: GÖZE GELME
ama Tann'nın oğlu değillerdi. O Tann'ya benzetilse de O'nun yerdeki gölgesi sayılmıştır. "Gök Oğlu" ise yalnız ulu ata veya birind
hakan olmuştur.
Yakutlarda, gök oğlu anlamına gelen "Hallan uola" adı kurda
verilmiştir. "Bosko" adlı Yakut destanı. "Gök Oğlu" metninin bir
versiyonu sayılır. "Bosko" adındaki "Bos" (Boz)

hecesi olarak karşımıza akan kurdun adının. "Bozkurt"a benzerliği bir rastlantı değildir.
Gelenekler göre, "Gök Oğlu" olarak tanımlanan mitolojik kahramanlar, ışık şeklinde yere düşerler. Onlar mitolojik kültürel kahraman ve ilk ata olarak görülürler. "Köroğlu" destanının Özbek versiyonunda "Köroğlu" kendini "Göğün Elçisi" olarak adlandınr. Annesinin rahmine

gün ışığında düşmesi de onun aslının göklerden olduğunun bir göstergesi olarak da yorumlanabilir. "Gök Oğlu'nun
başka bir özelliği de onun fiziksel güçle, büyü bilgisini kendinde birleştirmesidir. O, düzenli dünyayı ancak fiziksel gücü ve büyü bilgisi
sayesinde şeytanî güçlere karşı koruyabilir.
Tann sözcüğünün "Gökyüzü" anlamına geldiği

de düşünülürse
bilimsel edebiyatlarda kullanılan Tann Oğlu" iradesinin "Gökyüzünün Oğlu" olarak yorumlanmasının nedeni de anlaşılır. Altay mitolojisinde Ulgen'in kızlan, Tann kızlan" adını taşır ve "Gök Kızlan"
olarak bilinirler. Türk halk kültüründeki "Gök Oğlu" karakterinin
ateşle bağlılığı, sihirli destanlann kahramanlannda değişik

tarzlarda
karşımızı çıkmaktadır.
GÖZE GELME: Eski çağlarda, ölülerin ruhlanyla periler ve dnlerin yaşadıklan bir âlemin var olduğuna inanılırdı. Gelenek taşıyıalannın birçok hâllerde gerçek olarak kabul ettikleri bu âleme bağlı olan
insanlann, özellikle de büyücülerin gözlerinde kötü ruhlann yerleştiğine inanırlardı. Bu yüzden de onlann

bakışlannın çok güçlü ve zararlı olduğu düşünülürdü. Bu "kötü göz'den (nazardan) korunmak
gibi mitolojik inanan İzleri günümüze kadar sürmüştür. Halk arasında nazara gelmiş biri iç'n üzerlik otu yakıp, "her yerde sen olasın,
belâlan savasın" denilen sözlerin temelinde de bu inanç vardır. İnanışa göre üzerlik otu, nazara karşı durup, nazar

değmiş insanı belâlardan korur. Son Çarşamba'da, ateşin üzerinden atlarken de
ateşin İçine üzerlik otu atılır ve böylece ailenin yıl boyu nazardan
korunacağına İnanılır.
Eski çağlardan günümüze kadar yaşamakta olan bir inanışa göre, kötü gözlü biri, kendi biyoenerjisi ile en sert cisimleri bile çatlatabilir. Irak Türkmenleri, evlerini nazardan

korumak için kapının eşiğine kurumuş ceylan kellesi asarlar, çocuğu nazardan korumak içinse
boğazına nazar boncuğu takarlardı.
Araştırmalar, eski tuğlardaki boncuğun nazar boncuğu yerine
kabul edildiğini gösterir. M. Kaşgarf, "boncuk" sözcüğünün açklamasında, "atın boynuna takılan değerli taş, aslan tırnağı, göz boncuğu" diye yazıyor. Divan-ı

Lügat-it Türk'te, "Kösgük" sözcüğünün
karşısında, Şamanizmin de izini taşıyan bir agklamayla şöyle denilmektedir: "Göz değmesinden korunmak için, üzüm bağ ve bostanlarda dikilen nazarlık."
"Kut" sözcüğü Kırgızcada, "koruyan" anlamında kullanılıyordu.
Tatar dilinde "yola götürülen nazar boncuğu, nazarlık" anlamına gelen "yol kot" (korJuk)

iradesi vardı. "Kotaz" sözünün kut-hut kökü
ile bağlılığı, ilk anlamının "nazar boncuğu, nazardan koruyan nazarlık" olduğunu söylemeye imkân verir, (bak: Nazarlık)

Aslıhan Atabey
Aslıhan Atabey


Yüreğinde bir cehennem taşır aşkı derin olan 
Cayır cayır yanar da sönmeye meyletmezmiş...

Cengiz Mete
Cengiz Mete

Ölümün zevkini bir süsü gibi gönlünde taşır
Dirilerden daha çok orda şehitler dolaşır
Bu şehit ordusu varken kuramaz kimse pusu
Yurt için kan dökülür orda denizler dolusu...

Mehmet Akıncı
Mehmet Akıncı

Aynı yalana iki kez kanmaz insan. Aynı yalana iki kez kanacak bir yürek taşır yalnızca .

R. Andrew Chesnut
R. Andrew Chesnut

Ölüm en beklenmedik anda alır seni
çok çirkin ve dazlaktır, yapışır yakana
oraya buraya taşır ölüleri
ve çeker onları istediği tarafa
böyle alır ölüleri yanına.

Mehmet Talha Paşaoğlu
Mehmet Talha Paşaoğlu

Diyanet İşleri Reisliği tarafından hazırlatılan ve kabul edilen söz konusu 51 hutbenin ilki "Çalışan Mükafatını Görür" başlığını taşır ve insanı "akıl, irade ve ihtiyar sahibi" olarak tasvir eder. Bu hutbede akıl ve irade sahibi Müslümanların çalışarak hem öte dünyada hem de bu dünyadaki nimetleri hak etmesi gerektiği vurgulanırken hemen ardından gelen ikinci

hutbenin vatan savunması hakkinda olması manidardır. "Vatan Müdafaasi" başlığını taşıyan söz konusu hutbe devletin resmi söylemlerinin bir yansımasını içerir. "Mülki muhafaza için düşmana karşı kuvvet hazırlayın" şiarını öne çıkaran bu hutbe, gizli ve açık düşmanlara karşı her an milletçe hazırlıklı olmayı salık verirken harp kuvvetleriyle dışarıya

korku salma Allah emri olarak gösterilir." İlk iki hutbede toplumsal sorumluluk olarak çalışma ve savaşa hazırlıklı olma temaları birbiriyle bağlantılı olarak işlenirlerken üçüncü hutbe, "Tayyare Cemiyetine Yardım" başlığını taşır. Türk Hava Kurumu (o zamanki adıyla Tayyare Cemiyeti) düşmanlara icabında haddini bildirecek kuvvet" olup "kuvvetin en ehemmiyetlisi

bugün tayyaredir tayyareciliktir" savıyla öne çıkarılır. Diyanet İşleri Reisliği burada devletin kurumsal sözcülügüne bürünerek şu mesajlar vermektedir:

"Tayyare cemiyetimize yardım etmek boynumuza borçtur bunun için ey müslümanlar sakın bu işe ehemmiyet vermemezlik etmeyin, halinize göre paranızı pulunuzu sakın bu uğurda esirgemeyin. Sade(ce) toptan bir

şey vermekle de kalmayın. Aydan aya yahut yıldan yıla az çok mutlaka bir şey verin. Böylelikle tayyareciliğimizin ilerlemesine sebep olun. Bu suretle bizim de tayyare filolarımız olsun. Bizim de gökyüzünde çarpışacak kahramanlarımız bulunsun. O zaman hiç kimse bize fena gözle bakamaz Bizim için fena bir fikirde bulunamaz. İşte insan böylelikle rahat olur. Böylelikle

millet, memleket selamet bulur. Yoksa adamın ne dünyası dünya ahireti ahiret olur."

Serra Taşköprü
Serra Taşköprü

Sessizlik, tepkisizlik taşır ki her türlü yoruma açarak farklı düşüncelere maruz kalanın kalmasına bu yüzden farklı yorumlarla da kalarak ona göre farklı davranış biçimleri göstermesine de bu yolla neden olabilmektedir.

Ferhan Mordeniz
Ferhan Mordeniz

Benim ömrüme armağan edilmiş bu taş yaşam alfabesinin ilk sözcüğünü taşır pırlantalarında

İhtilâl Dergi
İhtilâl Dergi

"Bilirim.
Bir şeylere yetişemiyor olmanın imdadını taşır insan."