Günde 1500-2000 defa reklam ifritleri tarafından tokatlanan bireyin seçme özgürlüğünü sevsinler.
Bir kere devrimci tavrın mitoslarla beslenip şişirilmesi her zaman midemi bulandırmıştır, ikincisi eğer gelecek günler iyi günler olacaksa sözkonusu iyilik bir inşa faaliyetinin sonucu olabilirdi. İşi gücü çatışmadan ibaret ve dövüş zevkini tatminden öteye gitmeyen bir devrimcilik bana temelsiz göründüğü kadar, bir ruh bozukluğunun belirtisi gibi gözüküyordu. Che
Guevara anılarında, bir an ilaç kutusu ile mermi kutusu arasında bir seçme zorunluluğu karşısında kaldığını ve yanına ilaçları değil mermileri aldığını anlatır. Küba'yı seçen Fidel de, bir bakıma ilaç kutusunu seçme dirayetini göstermişti.
“Yaşamında başına ne gelirse gelsin buna vereceğin yanıtı seçme kapasitesine yalnızca sen sahipsin. Her koşulda pozitifi arama alışkanlığı geliştirirsen yaşam kaliten en yüksek düzeyine ulaşacaktır. Bu tüm doğa yasalarının en muhteşem olanlarından biridir.”
Başına ne gelirse gelsin buna vereceğin tepkiyi seçme kapasitesine sahipsin. Her koşulda pozitifi arama alışkanlığı geliştirirsen yaşam kaliten en yüksek düzeye ulaşacaktır.
— En çok sevdiğin yemek hangisidir, babacığım?
— Hepsi, hepsi oğlum. Şu yemek iyidir, öbürü kötüdür demek büyük günahtır.
— Neden? Bir seçme yapamaz mıyız?
— Hayır efendim, yapamayız.
— Ama neden?
— Çünkü aç olan başka insanlar var. Utanarak sustum. Yüreğim bu kadar incelik ve acıma gücüne hiçbir zaman ulaşamamıştı benim.
Okuyordum. Elime ne gecerse okuyordum, romanlar, hikâyeler. Bir seçme yapabilecek durumum yoktu daha. Sadri Hoca'nı verdiği kitaplar, giderek gözümü açmağa başladı. Geniş bir çevresi vardı hocamin, gazeteciydi. Bir gün beni de Reslim Ay mecmuasının çıkarıldığı yere götürdü. Şiirlerini şaşırarak, severek okuduğum Nazım Hikmet'i tanıdım orada. Mavi gözlü,
çarpıcı, adamın içini okuyan biriydi Nazım. Büyülenmiş gibiydim. Benimle ilgilendi. Neler okuduğumu sordu. Bazı kitap adları söyledi. Duymamıştım, utandım. Nazım Hikmet'i tanıdıktan sonra daha çok okumam gerektiğini anladım.
"Özgür insanlar, kendisine seçme hakkının sunulmadığı hiç bir şeyi sevmezler."