Aşk nasip işidir hesap işi değil! Aşk adayıştır arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda aşk seni bulmaya gelir.
Sorun şu ki, insanlar daima kendileri için en kötüsünü seçmek gibi bir huya sahipler.
"Ölülere acıma Harry! Yaşayanlara acı, her şeyden çok da sevgisiz yaşayanlara.
"Hiç ayrılmayalım, olmaz mı?"demek vardı, fakat bu pek geniş manalı ve müphemdi. Nasıl ayrılmayalım?
"Bir yuva kuralım!" deseler, bu da pek bayağı kaçacaktı. '...'
Dünyanın geçiciliğinden, gökyüzünün sonsuzluğundan, sulardan '..' bahsederlerken, gözleri birbirine hasretle bakar ve: "Birbirimizden nasıl ayrılacağız?" demek isterlerdi.'...'Dostluktan filan
bahsederken, sesleri titriyor gibiydi; yahut onlar böyle zannediyordu.
Fakat böyle zamanlarda hemen birinden biri, bir kahkaha atar ve işi alaya bozardı: içi burkulduğu halde...
'...'
Söylemek istediği şeyleri gözleriyle anlatmak istedi. Tam bu sırada, üzerinde oturdukları söğütten sarı bir yaprak koptu, iki tarafa sallanarak aralarından geçti ve dişinin en
manalı baktığı zamanda gözlerinin önünü kapattı.
Erkek bu bakışı görmedi.
Fakat her ikisi de sarı yaprağı gördüler.
Erkek ağzını açtı:
"Senden hiç ayrılmak istemiyorum..." demek üzereydi ki, ... soğuk bir rüzgar esti.
Dişi erkeğin sözlerini işitemedi.
Fakat her ikisi soğuk rüzgarın sesini duydular.
'...'
ikisi de içini
çekti.
'...'
Ayrıldılar... Ve bir daha birbirlerini görmediler.
" Başladığın işi yarıda bırakma iki gözüm, sana yakışmaz! "
"Başladığın işi yarıda bırakma iki gözüm, sana yakışmaz!"
Onun fikrince, nasıl harpte kazanmak için her yol meşru ise adalette kazanmak için de mümkün olduğunca her çareye başvurmakta sakınca yoktu. İfade değiştirmek, suçu başkasının üstüne atmak, yalancı şahit bulmak, beş on kuruş karşılığında bir zavallıya “Bu işi ben yaptım!” dedirtip, o işi asıl yapanı kurtarmak gibi şeyler..