Bir damla yaş hep gözünde
Gülerken bile!
Umudumun gözünde sen,
Ölümün gülümsemesisin..
umudumun gözünde sen
ölümün gülümsemesisin
Bütün Kur'anları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın!
Kederin ve sevincin büyüdüğünde, dünya gözünde küçülür.
Kızın gönlünü kaptırdığı adam, babanın gözünde daima kötü görünür.
Bu hep böyledir.
Irmiya ağır adımlarla üniversitenin kızıl binaları arasında ilerliyordu.Tanıdık tiplere rastlamiyordu.Öğrenciler çok yavaş ve ağır adım atiyorlardi.Sanki bütün yaratilanlar onların ayağı altındaymış gibi.....
Tabi onlar irmiya'nin gözünde , hücrelerinden hava almak için dışarı çıkan mahpuslardan ibarettiler.Ders okumaktan başka vazife bilmeyen asık
suratlardı onlar.Üniversiteden başka her yeri sel alsa, uykularını bozmayacak asık suratlar!!
Heya ma çıme jübindê rez, çımê xamdê bimê zê qowağa fekê dêri. Dariya koniya qelebiyayê ma pezekıt ro, çel kerdi.
Evet biz birbimizin gözünde yeniyeşeren bir ağaçtık, yabancıların gözünde dere ağzındaki kavak ağacıydık. Kesmeyen bir orakla bize saldırdılar,yoldular, çizdiler..
İmparatorluğun içinde ise Hristiyan tebaanın talepleri ve Avrupalı güçlerin baskısı sonucu Osmanlı Devleti tebaanın haklarını ve imtiyazlarını sağlayacak kanunlar yapmak ve mahkemeler kurmak zorunda kaldı. Bu, Müslümanların gözünde Allah’ın kanunlarını ihlâl anlamına geliyordu.