Marry Bryden
Marry Bryden

Çünkü bellek sadece belli göstergelerden anlam çıkarma yeteneğine sahip bir etken görevi görür; zaman sadece, şu veya bu gerçeğin aracı ya da türü işlevini görür

Hıraç Pehlivanyan
Hıraç Pehlivanyan

evliliğim artık iyice oturmuştu. çok mutlu bir hayatımız vardı. Aliş inanılmaz derecede uyumlu bir hayat arkadaşı idi. hayat mücadelesindeki çektiğim sıkıntıları görüyor ve endişelerimi gayet iyi anlıyordu. hiçbir şahsi maddi talebi olmuyordu. bu tavrıyla aile bütçemize ciddi seviyede katkısı olduğu gibi ihtiraslı davranıp beni yanlış davranışlar içine

itmiyordu. Yapı itibariyle bu düşüncelerimi kendisi ile paylaşabilen biri olmamama rağmen O da takdir edildiğini anlıyordu. Zaten önemli olan da buydu.

dil birçok şey söyleyebilir, bunlar içinde yalan da olabilir, yapmacık da olabilir ancak bizim gibi yüreğiyle anlaşanlar arasında yalan ve yapmacık olamaz. kalpte yalan barınamaz.

aramızdaki güven iyice

oturuyordu. bu durumda bana göre en birinci etken Aliş'in koca yüreğinin yanında aklını çok iyi kullanabilmesi ve hissetme becerisi idi.

ikincisi benim için büyük avantaj olan, ailesinin yaklaşımıydı. işlerimize hiç müdahale etmezlerdi ancak sorulursa o da bazen fikir beyan ederlerdi. Aliş'in aklını hiçbir şekilde karıştırmıyorlardı. çok saygıdeğer

insanlardı.

Ben de olması gerektiği gibi ona sahip çıkıyor, güvenini sarsmamaya gayret ediyordum.

Walter B. Wriston
Walter B. Wriston

Fırsatları etken görebilmek şimdi her zamankinden daha önemlidir. Ancak şirketler ve devlet bürokrasisi yayılıp yaşlandıkça bir tür yönetim romatizmasına tutulurlar. Daha ağır hareket ederler ve pazar istemlerine tepki göstermekte daha yavaş davranırlar.

Ross Poole
Ross Poole

Bireyin arzularını kendi kendilerine yönel­ten etken efendi korkusu değil, toplumsal hayatın kendidir: Vicdan azabı ya da ruh bu reaksiyonun ürünüdür.

Mehibe Şahbaz
Mehibe Şahbaz

Deliler için muharebe alanında başarılı olmalarının en önemli unsuru atlarıydı. Tarihi kaynaklara göre, çok kuvvetli atları seçerlerdi.Bu tür atları seçmelerindeki en büyük etken düşman topraklarına girdiklerinde hızla girip çıkmaları gerekmekteydi. Delilerin kullandığı atlar kısa ve yağlı baldırlı atlardı.

Başak Bıçak
Başak Bıçak

Gökalp'in (...) düşünceleri modern milliyetçiliğin temsilcisi olmaktan çok onu, İslami modernizmin milliyetçi kadrosuna mensup bir fikir adamı haline getirmektedir. Çünkü o İslam ile Türkçülük arasında bağlar kurarken, Akçura milliyetçiliğinde, dinin düzenleyiciliğini reddeder ve bu bakımdan Cumhuriyet milliyetçiliğine daha yakındır. Onun din ile milleti birbirinden

ayırmaya çalışması, çağında artık dinin temel etken olmaktan çıkması ve İslam'ı Türk ulusal kültür birleşiminin ikincil bir parçası saymasından ileri gelir ve bu açıdan Yusuf Akçura, Türkiye'de laik düşüncenin de öncülerinden biri olmuştur.

Irmak Koruculu
Irmak Koruculu

Enrico Ferri:
Ferri,Klasik Okulun cezalandırmanın esasını irade özgürlüğüne bağlayan görüşlerini reddetmiştir.Ona göre;bireyler irade serbestliğine sahip olmayıp aksine hareketleri dışsal ve sosyal etkenlerle biçimlenir.
Ferri’ye göre;suça neden olan pek çok etken bulunmaktadır.Bunlar;doğuştan gelen yani antropolojik etkenler ile fiziksel ve toplumsal

etkenlerdir.Antropolojik etkenler;suçlunun kişisel özelliklerini içermektedir.Bu özellikler yaşı,medeni hali,işi,eğitim durumu,yaşadığı yer,ait olduğu sosyal sınıf gibi özelliklerdir.Fiziksel etkenler;suçlunun ırkı,yaşadığı yerde görülen iklim özellikleri,toprak yapısı gibi etkenlerdir.Toplumsal etkenler ise;nüfus hareketliliği göç,gelenek ve görenekler,dini

özellikler,yasalar,ticari ve mali özelliklerdir.Bu etkenlerin hepsinin suçun işlenmesinde payları olmakla birlikte,bazı suçlarda bazı etkenler daha baskındır.Ancak antropolojik etkenler tüm suçlarda bulunmaktadır.Örneğin;doğuştan akıl hastası veya ihtirasi suçlarda antropolojik etkenler;tesadüfi ve itiyadi suçlarda ise sosyal etkenler ön plana çıkmaktadır.Ferri,bu

tespitleri neticesinde suçları 5 gruba ayırmıştır.
Doğuştan suçlular;Ferri’nin suçlu doğanlar ile ilgili görüşleri Lombroso ile aynı doğrultuda olup,atavizm ile açıklanmaktadır.Bu kişiler fiziksel olarak belli değişiklikler göstermelerine ek olarak bir de ahlak yoksunudurlar.Merhamet ve acıma duygusuna da sahip olmayan bu kişiler suç işlerken umursamaz

davranırlar.Suçla çok erken yaşta tanışan bu suçluların ıslahları da mümkün değildir.
Akıl Hastası Suçlular;bu kişiler tıbbi araştırmalar neticesinde akıl hastası teşhisi konulan suçlulardır.Ferri’nin akıl hastası tanımlamasına dahil olan suçlular arasında cani niteliğinde olanlar az görülmekle birlikte bu kişiler dışarıdan bile fark edilebilirler.

İtiyadi Suçlular;bu sınıfa dahil olan suçlular,aile ve sosyal çevrenin etkisi ile suç işlemeye başlayan ve bu eylemlerine devam eden kimselerdir.Bu kişiler doğuştan suç işlemeye meyilli olmamalarına rağmen gerek kötü yetiştirilmeleri veya aileleri tarafından terk edilmeleri gerek kötü sosyal çevreleri ve gerekse hapishane ortamını görmeleri ve dışarı

çıktıklarında topluma yeniden adapte olamamaları gibi sebeplerle suç işlemeye devam ederler.
Tesadüfi Suçlular;bu kişilerde antropolojik özellikler doğuştan suçlulara göre daha az etken olmasına rağmen,kendileri ahlaken zayıf olduklarından ortamın da etkisi ile suça yönelirler ve fırsat buldukça da suç işlemeye devam ederler.Bu kişilerin suç işlemelerinin nedeni

genellikle işsizlik gibi olumsuz koşullar içinde olmalarıdır.
İhtirasi Suçlular;aşk ya da kıskançlık gibi yoğun duygular ve tutkuları sebebiyle suç işlerler.Bu kişiler işledikleri suç nedeniyle çok pişman olurlar ve hatta By pişmanlıkları nedeniyle genellikle intihara yönelirler.
Ferri,ceza sorumluluğunu sosyal sorumluluk esasına bağlamıştır.Bu noktada

cezalandırma da sosyal savunma aracından başka bir şey değildir.
Kişi,suç işlemekle toplum için tehlikeli hale gelmiş bulunmaktadır.Tehlikelilik oranları ise yeniden suç işleyip işlememe durumlarına göre değişmektedir.İhtirasi suçlularda yeniden suç işleme oranı düşük;doğuştan,akıl hastası ve itiyadi suçlularda ise oldukça yüksektir.Bu durumla bağlantılı

olarak da ihtirasi suçlularda sosyal hayata uyum sağlama oranı yüksek,doğuştan suçlularda ise son derece düşüktür.Bu yüzden cezanın şahsileştirilmesi suçluların topluma yeniden kazandırılması konusunda önemlidir.Cezanın şahsileştirilmesi noktasında hangi suçlunun ne şekilde cezalandırılması gerektiği de Ferri’nin teorisinde bulunmaktadır.Buna göre;ıslah

edilmelerinin hiçbir yolu bulunmayan doğuştan suçlular müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalıdırlar.Akıl hastası suçlular;süresiz olarak,akıl hastaları için özel olarak kurulmuş yurtlara kapatılmalıdırlar.Mükerrer itiyadi suçluların doğuştan suçlular gibi müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları,tesadüfi suçluların ise,itiyadi suçluya dönüşmedikleri

takdirde durumlarını kötüleştirmeyecek yaptırımlara tabi tutulmaları gerekmektedir.Son olarak ihtirasi suçlular ıslah olabilecek yapıda olduklarında ve vicdan azabı da yaşadıklarından bu kişiler hakkında yaptırıma gerek yoktur.

Mehmet Özcan
Mehmet Özcan

Türkiye snırlarına yakın olan kürt şehirlerinde yaşayan Kürtler hor görülmemek için kendilerini türk göstermeye çalışmışlardır . Bugün de halen Kürtlüğünü inkar eden kendisinin türk olduğunu savunan binlerce Kürt vardır . Bu kendine yabancılaşmanın temelindeki en büyük etken ; devlet tarafından yürütülen soykırım ve asimilasyon olgularıdır.

Alev Eken
Alev Eken

"Pahalı ürün her zaman kaliteli üründür." düşüncesinde değilim. Ancak bazı etken maddeler, bazı formülasyonlar var ki belli bir maliyet gerektirirler. Bu nedenle her zaman "Ederi nedir?", "Ne kadar gerekli?" diye düşünürüm.

Mona İslam
Mona İslam

Allah müminle konuşur. Günde beş sefer Rabbin huzuruna kabul edilen kul , Rabbiyle söyleşir. Namazdaki kula musalli denir, Arapça "yarışta ikinci gelen " demektir. Bunun anlamı şudur ; namaz hakikatte Allah'ın kula tecellisidir. Kul bu tecellide zahiren etken de görünse, gerçekte edilgendir.