Batı’nın "Öteki” halkların dillerini öğrenmesi, kültürlerine-geleneklerine-dinlerine ilgi duyması ve hissiyatlarmı anlamaya çalışması insani amaç gibi görünse de gerçekler çok daha farklıdır. Oryantalizm hem teorik hem de pratik bakımdan insani amaçlara hizmet etmekten ziyade, halkların köleleştirilmesine, ülkelerin sömürgeleştirilmesine katkıda bulunmuştur
(Mertcan, 2007:12-13). Batı’nın sömürgeyi sömürülenler için bir kurtuluş gibi göstermesi ”uygarlaştırma misyonu" ile bağlantılıdır.
Dışarıdan gökkuşağı gibi görünse bile bazı hikayeler siyah beyaz film tadındadır..
Gırnata antlaşmasının şartları her ne kadar Müslümanlar’ın lehineymiş gibi görünse de, buradaki Müslümanlar, İspanya’nın diğer bölgelerindekilerden daha önce kısıtlamalar ve zorunlu vaftizle yüz yüze gelmişlerdi. Belensiye (Valencia) ve Aragon bölgelerindeki müdeccenler (mudéjares), onlardan yaklaşık yirmi yıl sonra zorunlu vaftizle yüzleşmek durumunda
kaldılar.
Unutma ki, yüce ecdâdımızın büyük zaferleri, kılıç gücüyle olmuş görünse de gerçekte akıl, mantık ve muhabbet güçleriyle gerçekleşebilmiştir.
Solak olan Da Vinci, mürekkebi bulaştırmamak için sağdan sola tersten yazardı. Her ne kadar şifrelenmiş gibi görünse de, aslında yazdıkları ayna ile bakıldığında normal bir şekilde okunabilirdi.
Felsefe yapma özgürlüğü yoksa bilimde ilerleme de yoktur. Çünkü felsefe yapma özgürlüğü yeşermezse, kimsenin yerleşik görüşe uymayan bir felsefi görüşü kamuya sunma izni olmaz. Bu durumda herkes, hakikate ters görünse bile, yaygın görüşü savunmak zorunda kalır.
Samet Taşdan’ın ikinci kitabı Günler Arasında kitabını zevkle, heyecanla okudum. Her biri bağımsız sekiz hikaye gibi görünse de bütün içinde birbirine bağlı uzun bir hikaye diyebiliriz. Olayların bazıları İstanbul, Eskişehir’de geçiyor. Genç Yazar Samet Taşdan’ın müthiş gözlem yapma ve karakter yaratma yeteneği var. Özellikle Ufuk Abi, Dağıstan Mücahidi
Cemal Abi, Başkomiser İrfan karakterlerinin oluşturulması be işlenmesini başarılı buldum. Platonik aşktan, kadın şiddetine, alzheimer’dan uyuşturucu bağımlılığına kadar içimizi sızlatan olayları neden-sonuç ilişkisi bağlamında ele alışını başarılı buldum.Yazarın mizahi anlatımları bu acı konuları biraz yumuşatmış. Şimdiki gençler ne okur, dünyaya ve
memleket meselelerine nasıl bakar sadece bu amaç için bile okunacak bir kitap. Gençlerin edebiyatla meşgul olmalarını desteklemeli ve cesaret vermeliyiz. Samet Taşdan’da yazar kumaşı var diyebiliriz. Yazarlık yolunda başarılar dilerim. Tebrik ederim.
"Dinlediğim hikayeler ve tanıştığım insanlar, yazmayı planladığım romanda eksik oldugunu düşündüğüm bütün boşluğu dolduruyor gibi görünse de içimdeki his bana hala bir şeylerin yetersiz olduğunu söylüyor. "
Yunus Emre'nin kendinden bahsederken boyuna deli, divane olmaktan söz açması, saçma olanı şiire dâhil etmesi boşuna değildir. Delice görünse de bu tavır, akıldışılığı hedeflemez. Bilakis akıldışılık, itizâl etmiş bir dünyaya karşı şairin üzerine aldığı bir maske olarak kalır. Açıkçası böyle bir şiir, temelini boş inançta bulan bir dünyayı allayıp
pullayan her şeye, ya da başka bir deyişle, varoluşu baştan sona kat eden apaçık yalana karşı bir cevaptır.