"Devletin korumacılığı ile vergi kazancı arasındaki hassas dengeyi 1814'te Talleyrand çok güzel örneklemiştir. Bir hanım şu korkunç tütün alışkanlığına karşı bir önlem alınmasını istediğinde, Talleyrand şöyle cevap verir: 'Haklısınız madam, tütün içmek ve enfiye çekmek kötü alışkanlıklar ve eğer siz bana devletin kasasına yılda yüz yirmi milyon frank
akıtacak iki erdem söyleyebilirseniz tütünle derhal mücadeleye girişirim.'"
Üçüncü sanayi devriminin en büyük değişiklikleri perakendecilikte görülebilir. Tıpkı birinci sanayi devriminin insanoğlunun sekiz bin yıllık tarıma bağımlılığına son vermesi gibi, üçüncü sanayi devrimi de beş bin yıllık dükkâna gidip gerekenleri alma alışkanlığına son verebilir.
... Topluluklar, hoşgörü karşısında, daima bir vazgeçme alışkanlığına kapılırlar ...
75 milyon nüfuslu Türkiye'de, okuma alışkanlığına sahip kişi 70.000 civarındadır. (600.000 öğretmenin, 105.000 üniversite akademik personelinin olduğu bir ülke olduğumuz göz önüne alınırsa tablonun ne kadar hazin olduğu açıktır.)
Japonca çok zengin bir dil. Birçok dilde olmayan kelimeler Japonca'da var. Mesela kitap alıp alıp okumama alışkanlığına "tsundoku” deniyor!
“Biz insanları değil, düşünceleri takip ederiz ve bir ilkeyi bir insanda cisimleştirme alışkanlığına karşı çıkarız.”
Bu asırdaki hayat tarzı insanda tiksinti uyandırmaktadır. Çünkü sanayi düzenindeki hızlı gelişme Avrupa nüfusunda ani bir artışa sebebiyet vermiş, bir asır gibi bir sürede nüfusu ikiye katlamıştır. Bundan sonra temel öğretim denen sistem gelmiş ve bunun sonucunda çoğunluğu oluşturan bir okuryazar kitlesi doğmuştur. Sermaye sahipleri bu kitle için bir şeyler yapmak
üzere faaliyete geçmiş ve yeni bir sanayi dalı inşa etmişlerdir. Bunun adı ''okunacak malzeme sanayisi''dir. Bu okunacak malzeme, çok bayağı ve kalitesiz bir nitelik arz etmek durumundaydı. Peki niçin? Bu bir hesap meselesiydi: Yazar yani edebi kabiliyet sahiplerinin sayısı her zaman azdı... Bu nedenledir ki modern edebiyatın büyük bölümünün bayağı ve seviyesiz olduğunu
söyleyebiliriz. Avrupalılar, sürekli okuma alışkanlığına sahip oldukları için -ki bu sigara içmek, afyon ya da kokain kullanmak kadar çirkindir- günümüz Avrupa insanı onuncu sınıf bir edebiyatla beslenmektedir!
Bir problemi çözemiyorsanız, bu muhtemelen bir kural alışkanlığına saplanmış olduğunuz içindir.