Kör Baba meseli:
İçimdeki anne ölmeden önce, içimdeki babanın bir gözü görürdü içimdeki çocukları, anne ölünce' babanm diğer gözü de kapandı, her ikisi de kör iki gözleri içteki çocukluğu yadsıdı.
"Erkeğim beni bazen çekip çevirecek, hem de bunu beni kısıtlamadan yapacak. Bana çicek değil çikolata alacak, sinemadan ziyade şehirlerarası yolculuğa götürecek. Düzeyli ve dengeli ilişkiye gelemem ki. Kavga edeceğiz ve cam çerceve inse de, her kavgadan sonra hiç kavga etmemiş gibi birbirimizi sarıp sarmalamalıyız. Bana çocuk muamelesi yapıp uyumadan önce masallar
anlatacak. Aynı zamanda beni kutsayacak, üzdüğünde kırgınca pişmanlık duyup kendini affettimek için kılıktan kılığa girecek. Bazen karşımda soytarılık yapacak, bazen de ciddi, ulaşılmaz tavırlarla tüm karizmasını gözler önüne serecek. Çocukluğu dışında ki yaşantısından hiç bahsetmeyecek, gelecekten emin olmayacak, sanki az sonra ölecekmişim gibi her yerimi
değerlendirmeye çalışacak."
İçedönük bir insan olan yazar Ayn Rand çocukluğu hakkında şunları anlatır: "Çocukluk döneminde annemle yaşadığım en büyük sıkıntı beni asosyal olarak nitelemesiydi. Sürekli olarak diğer çocuklara daha ilgili davranmamı isterdi. Neden onlarla oynamaktan hoşlanmıyormuşum? Neden hiç kız arkadaşım yokmuş? Sürekli bu şekilde azarlar dururdu".
Kim miyim ben? Merak ediyorsanız etrafınıza bakın. Sokakta karşılaştığınız binlerce kadından biriyim. Babasından yediği tokatın izi hala yanağında duran, bir hata yaptığında hatası yüzünden günlerce cezalandırılan, dayak atılan, pekiyi almak yerine iyi aldığı için başarısız ilan edilen , sevilmekten vazgeçilen, çocukluğu çalınmış o küçük kız çocuğuyum
ben. Tanıyamadınız mı hala?
Bu kitapta bize dair sorular var:
Ölmekten korktuğu yüzünden anlaşılır mı insanın?
Bu tehlikeyi göze aldığına pişman mısın?
Bu kitapta bizim gibi insanlar var:
Fakat karşılaştığı mutlu manzara ödeteceği bedelleri silip hesap defterini tertemiz yapmıştı
Bu kitapta gerçekler var görmezden gelinmesi mümkün olmayan:
Tıpkı bu bulutlar, bu
gökyüzü gibiydi çocukluğu, hiçbir yere gitmiyordu
Bu kitapta içimizde tuttuklarımız var:
Dışarıda bıraktığı, içeri almadığı ne varsa bulutlu bir pazartesi gibi çöküyordu şimdi
Bu kitapta çoğumuzun çocukluğu gizli;
Baş harfini yazdıktan sonra penceredeki buğuyu bıraktım. İsmin uzun, nefesim azdı.
Bu kitapta biz varız:
Aceleci birinin
omzuna çarpmasi bile önemli degildi, bu anda hemen herkesi, herkesi affedebilirdi, kendini bile.
Bu kitapta ben varım:
Rakamları ne kadar sevmiyorsa harfleri o kadar sever.
Bu kitapta kalabalığız bazen:
Bir ses kulağımda durmadan ''yaz'' diyor
Bu kitapta sırlar var:
Sonra karıncaların, akreplerin ayak seslerini işittim...
Bu kitap bizi
kucaklamış
Hayata akşam ayazı vuruyordu.
Ross'la Rachel'ın aşkı, kimyası ve tutkusu vardı; aşk hikayesi için gereken bütün doğru malzemeler. Öte yandan onların güven sorunları, çok farklı hedefleri vardı ve çocukluğu bırakmaları gerekiyordu. Kısacası, onlarınki oldukçatipik bir yirmili yaşlar ilişkisiydi. Yeni aşkın hezeyanı yavaş yavaş eskimeye başladıktan sonra, onların temel sorunları tartışma ve
öfke olarak belirginleşti; hepsi kendimizden bolca bir şeyler bulabileceğimiz ama izlemesi hiç de eğlenceli olmayan şeyler.
"Çocukluk tarihi araştırılırsa bunun çoğunlukla tarihçilerin meşgul olduğu burjuva çocukluğu olduğu görülecektir. Sadece burjuva çocukluğu, edebî bir dil bulmuştur. Proleter ve köylü çocukluğu pek az belgelendirilmiştir."