Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

"Hiç ayrılmayalım, olmaz mı?"demek vardı, fakat bu pek geniş manalı ve müphemdi. Nasıl ayrılmayalım?
"Bir yuva kuralım!" deseler, bu da pek bayağı kaçacaktı. '...'
Dünyanın geçiciliğinden, gökyüzünün sonsuzluğundan, sulardan '..' bahsederlerken, gözleri birbirine hasretle bakar ve: "Birbirimizden nasıl ayrılacağız?" demek isterlerdi.'...'Dostluktan filan

bahsederken, sesleri titriyor gibiydi; yahut onlar böyle zannediyordu.
Fakat böyle zamanlarda hemen birinden biri, bir kahkaha atar ve işi alaya bozardı: içi burkulduğu halde...
'...'
Söylemek istediği şeyleri gözleriyle anlatmak istedi. Tam bu sırada, üzerinde oturdukları söğütten sarı bir yaprak koptu, iki tarafa sallanarak aralarından geçti ve dişinin en

manalı baktığı zamanda gözlerinin önünü kapattı.
Erkek bu bakışı görmedi.
Fakat her ikisi de sarı yaprağı gördüler.
Erkek ağzını açtı:
"Senden hiç ayrılmak istemiyorum..." demek üzereydi ki, ... soğuk bir rüzgar esti.
Dişi erkeğin sözlerini işitemedi.
Fakat her ikisi soğuk rüzgarın sesini duydular.
'...'
ikisi de içini

çekti.
'...'
Ayrıldılar... Ve bir daha birbirlerini görmediler.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

İnsanın içini bir dert kemirmeyince yüzü böyle solar, gözleri böyle dalar mı?

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

“İnsanın içini bir dert kemirmeyince yüzü böyle solar, gözleri böyle dalar mı?”

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Sandılar ki, çobanın onları canavardan koruması, önlerine bir tutam ot atması, yumuşak etleri için değil, kara gözleri içindir.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Kadınları hayran eden, çeken şeylerin buna tesiri yok. Çünkü bu kızın gözleri baktığı şeyleri görüyordu ve sinirlerinde hissetmek, kafasında düşünmek kabiliyeti vardı...

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Daima gülümsüyormuş gibi duran açık ela gözleri insanı avcunun içine alıyor ve bir daha bırakmıyordu..

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zaman da ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalin kale duvarlarına gözleri dikerek bakmaya, denizi yalnız mu

hayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır?

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Bir an için beyninin durmasını istedi.
Bunu o kadar şiddetle ve candan istedi ki, gözleri yaşardı.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

“Düşüncelerinin sonunda birkaç kere gözleri yaşardı; bazen tatlı, bazen acı hayallerle.”

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

"İnsanın içini bir dert kemirmeyince yüzü böyle solar, gözleri böyle dalar mı?"