Kudüs sendromu adı verilen gerçek bir tıbbi durum var. Her yıl İsraile giden yüzlerce insana sirayet ediyor. Dini olarak o kadar çok etkileniyorlar ki tanrı nın kendileriyle konuştuklarına ve Mesih olduklarına ikna oluyorlar
Telo, buenos aires in sokak diyalekti lunfardo dan gelme bir kelime. Bu diyalektte normal İspanyolca kelimelerin gecelerinin yerleri değiştiriliyor. Lunfardo öncelikle suçlular arasında, ne konuştuklarını polislerin anlamaması için doğan kırık bir latinceyken, sonra alt ve orta sınıf tarafından da benimsenmiş
Yunanistan da yeni doğmuş bebeklerin güzelliğine iltifat etmenin kötü şans getireceğine inanılıyor çünkü bunu yaparak tanrıların gazabını bebeğin üzerine çekebileceğinize dair bir batıl inanç var. Bu yüzden Yunanistan da yeni bebek sahibi olmuş anne babalara sıksık 'ay ne çirkin bebek' deniyor
Kudüs şehrinin yasalarına göre tüm yapılar, eski Kudüs ü inşa ederken kullanılan güzel, kaygan Kudüs taşlarından yapılmak zorunda; o yüzden bütün şehir bembeyaz ve gündoğumu ile günbatımında renk değiştiriyor. Beyaz olmayan tek bina hepsinin ortasında yer alan mavi ve altın rengi Harem-i Şerif Cami
İzlanda karayolları genel müdürlüğünün, yapmakta oldukları yolun üzerinde duran taşlarda yaşayan elflerin bu taşların oynatılmasından rahatsız olup olmayacaklarını sormak üzere bir medyum danıştıklarını okuyorsunuz. Bu hadise Hafnarfjörður(doğru yazımı tam olarak bu) diye bir kasabanın yakınında meydana geldiğinde, medyum onlara elflerin ne yazık ki taşların
yerinden oynatılmasını istemediğini söylemiş. Çalışma sahasının yakınlarında bir sürü şüpheli ve açıklanamaz fenomen meydana geldiği için karayolları müdürlüğü ellere kulak vermiş ve yolun istikametini değiştirmiş
Boş olmak iyidir dedi annem. Hayatını tıka basa eğlenceyle doldurup duruyorsun. Ama doldurulacak bir boşluk olmazsa nasıl karşına yeni yada iyi bir şey çıkabilir ki? Boşluklar gerekli ve harikadır
Ve ilk buluşmadan itibaren anlaşılan sadece üç soru üzerine odaklanıyorsunuz
1- hayattan aynı şeyleri mi istiyorsunuz?
2 -birbirimizin en iyi taraflarını açığa çıkarıyor muyuz?
3 -birbirimizi çekici buluyor muyuz?
Hayatınız istediği kadar sessiz ve sıradan gözüksün, bir sonraki virajda neye dönüşeceğini asla bilemiyordunuz
Brezilya, Paraguay ve Arjantin in buluşma noktası olan ormanda bir yerdi. Efsaneye göre bu şelaleler, tanrılardan birinin insan sevgilisi Naipi ile evlenmeyi planladığı zaman yaratılmış. Ne yazık ki Naipi ömrünü kendi türünden biriyle geçirmek istiyormuş, bu yüzden de ölümlü sevgilisiyle bir kanoya atlayıp kaçmış. Onların aşka düşmesine çok öfkelenen tanrı, ben
size düşmeyi gösteririm deyip nehre yıldırımlar fırlatarak bu şelalesi yaratmış
Her ilişkinin biteceğini hatırlarsan, o zaman her anın güzel hale gelir. Her öpücük son öpücüğün olabilir; 30 yıldır evli olsan, senden çok daha uzun yaşaması büyük olasılık olan genç biriyle evlenmiş olsan, seni asla terk etmeyeceğinden emin olduğun Bay Yeterince İyi ile idare ediyor olsan, hatta hala Bay Filmlerden Fırlamış'ın gelmesini bekliyor olsan bile.
Bunların hepsi, hayatta sadece bir kez gidilecek egzotik bir adada geçirilen tek bir hafta sonu tatili kadar gelip geçici. İşin asıl zor tarafı, buna tutunabilmek.
Bir evliliğin yürümesini sağlamak için kendi üzerine düşen herşeyi yaptıktan sonra karşındakiyle girdiğin derin birlik duygusu senin özgürlüğünü alıp götürmez. Seni gerçekten olduğun kişi olman adına özgğrleştirir. Tüm şu korkunç ego şeyini siler atar ve ruhunun ışıldamasına müsade eder