Ne kadar zekiysen, hataların da diğerlerine nazaran o ölçüde muazzam ve dikkat çekici oluyor.
Artık bizler etten kemikten değil, ahşaptan insanlarız. Bizi manevi şeyler değil, ancak boya, cila, vernik gibi şeyler güzel ve çekici gösterebilir. Örneğin bir polis memurunun takım elbise giyenle, el örmesi süveter giyene davranışı aynı mı?
Kırgınım. Ve bunun ne anlama geldiğini henüz ben de bilmiyorum.
Çok isteyip de sahip olamadığımız şeyler, sahip olduklarımızdan daha çekici gelir bize.
Teorik kitaplar okumak herhangi bir roman okumaktan daha çekici geliyordu.
Çünkü böylece alelâde sandığım nice olayın,
nice nesnenin ne büyük bir fevkalâdelik taşıdığını anlayabiliyordum.
Bir ara çok dikkat çekici bir şey söyledi:“Fyodor Dostoyevski, insanın ancak acı çekerek olgunlaşacağını söyler. Bu açıdan bakınca İstanbul’un benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Çünkü ben bu şehirde olgunlaştım.”
Dini ve politik hareketler ve politize olmuş dini hareketler belirli sosyal sınıflara çekici gelir. Bu hareketler inançlarda ve insanların rahatsızlıkları arasında kök salar.
20. yüzyılın ilk yarısında, maya hücreleri ve hayvan kas hücrelerindeki glukoz yıkımı ile ilgili paralel biyokimyasal araştırmalar, birbirinden çok farklı olan bu iki hücre tipinin dikkat çekici kimyasal benzerlikler taşıdığını gösterdi. Maya ve kas hücrelerinde glukoz yıkımı ile ilgili 10 kimyasal ara ürünün ve 10 enzimin ortak olduğu gösterildi. Farklı
organizmalardaki diğer biyokimyasal işlemler ile ilgili sonraki çalışmalar da, bu gözlemin genelleştirilebileceğini doğruladı. 1954 yılında Jaques Monod bu durumu şöyle özetledi: “E. coli için doğru olan fil için de doğrudur." Kimyasal ara ürünlerde ve dönüşümlerde gözlenen bu evrensellik, tüm organizmaların evrimsel kökeninin aynı olduğu yönündeki mevcut
anlayışın bir dayanağıdır. Bu, genellikle "biyokimyasal bütünlük" olarak ifade edilir.
Froebel "oyunun kendisi başlı başına bir kazanımdır, bu nedenle ne öğretecekseniz öğretin ama bunu çocuğun en canlı olduğu oyun ortamında öğretiniz" , John Lock ise "Derslerinizin daha çekici olmasını istiyorsanız, çocuğun ilk yıllardaki oyun içgüdülerinden yararlanın." demiştir. Rousseau Emile Kitabında ise "Çocukluk hiç tanınmıyor, çocuğu tanıyın ve onun
gereksinimi olan doğadan ve oyundan onu mahrum etmeyin." fikrini savunmuştur. (Tuğrul, 2009, 2010a, 2013).