Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis

“Ne makine şu insan be;
İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun. İç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor!”

Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis

"Ne makine şu insan be! İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun; iç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor. İmalathane! Sanırım beynimizde konuşan bir sinema var."

Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis

Ne makina şu insan be! İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun; iç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor. İmalâthane! Sanırım beynimizde konuşan bir sinema var.

Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis

"Ne makine şu insan be; içine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun. İç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor!”

Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis

Ne makine şu insan be! İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun; iç çekişmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor...

Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis

“ne makine şu insan be; içine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun. iç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor!”

Deniz Arslan
Deniz Arslan

Neyi başarmıştım?
Hayata gelmemin ne gibi bir amacı vardı? Kime faydam dokunuyordu? Hastalarıma mı?
Sanki devleti ben yönetiyormuşum da ülkenin ve kendisinin yaşadığı tüm sıkıntılar ve hastalıklar benden kaynaklanıyormuş gibi öfkeyle bakan, googledan kendisine koyduğu teşhislerle 'Tamografi!' 'Çekyap!', 'Süpermen (spermiogram)', beynine Ultrason isteyen

istediği yapılmayınca da bağıran çağıran, tehdit eden, şikayet eden, 'Benim verdiğim vergiyle maaşını alıyorsun', 'Hani insanlar doktorları dövüyorlar ya, haklılar vallahi' diyen, odaya girer girmez teşhis konulup bir dakika içinde turp gibi olmayı bekleyen, ameliyatın birinci günü 'İyi olmadım, keşke ameliyat olmasaydım' diye yüzünü ekşiten, iyi olduğunda da bir

teşekkür dahi etmeden giden hastalarıma gerçekten faydam dokunuyor muydu?
Üstelik "Gözünüz aydın, tüm sonuçlar iyi çıktı" dediğimde 'Peki benim neyim var o zaman? Ben yalan mı söylüyorum' diyen psikolojik hastalar da çabası...

Furkan Sin
Furkan Sin

Alparslan Türkeş’in zehirlendiğini düşünüyor musunuz?
Zehirlenmedi diyemem fakat herhangi bir örnek alınmış değil,
tahlil yapılmış değil, o yüzden evet bir zehirlenmede var diyemem.
Ama şunu biliyorum; bir gece önce uçaktan ben aldım, eve
ben bıraktım. Normalde romatizma tedavisi için dizleri için gitmişti.
Uçaktan indiğimizde yolda giderken

bana “Oradayken komple bir checkup yaptırdım, doktor bana turp gibi olduğumu söyledi” dedi.
Bunu söylemesinin üzerinden 24 saat geçmeden kalp krizi geçirerek vefat etti. Düzenli ilaçlarını alan, düzenli besin destek hapları kullanan birisiydi.

Isabel Huggan
Isabel Huggan

Başka bir zamanda ve mekanda yaşasam, vücudum tarlalarda çalışmak için çok elverişli olacağı için epeyce övgü alırdım. Ama talihsiz ruhum, olması gereken zamandan nesiller sonra dünyaya gelmişti; gürbüz köylü bacaklarım turp tarlalarında çok güzel istihdam edilirdi, fakat onun yerine bale barı egzersizlerinde boşuna çabalıyorlardı.

Wolfgang Weyrauch
Wolfgang Weyrauch

Kimse bilmeden bu dünyadan nasıl uzaklaşacağıma ilişkin değişik birkaç yol daha düşünmedim değil. Ama sonradan elimin tersiyle bunları ittim bir kenara: Bir ormana gidip kendime orada bir mezar kazmak, gölde yüzerek açılıp boğulmak, bir Japon kılıcı alıp göğsüme saplamak. Ölümlerinin yaklaştığını anlayan yaşlıların bir ölüm evine gidip yattıkları ve

ölümü bekledikleri Java adasına kadar gidemem artık. Yetmişine vardı mı, o tek kürekli kanosuna atlayıp akarsuyun en azgın yerine koşan bir Kızılderili değilim. Bir Eskimo da değilim ki, kardan kulübeme gireyim, bir de, bunu yapacak kimsem de yok benim, arkamda kulübenin buzdan kapısını kapasın. Hayır hayır, sağlıklı kadınların sağlıklı kadınlara kuşkonmaz,

karnabahar ve turp sattığı bir pazar yerine gideceğim ben.