Irmak Koruculu
Irmak Koruculu

Radikal Feminizm:
Radikal feminist kuram 1960’ların sonunda ortaya çıkmıştır.Radikal feminizm 1960’larda savaş karşıtı oluşumlarda yer alan kadınların,üzerlerindeki baskının kaynağının kendi yoldaşları olan erkek radikallerin olduğunu fark etmeleri sonucu ortaya çıkmış ve yeni sol kuramdaki erkeklerin kadınlara karşı tavırları,tarzları ve onları sürekli

ikinci sınıf konumda tutulmalarına karşı bir başkaldırı olacak şekillenmiştir.Dönemin feministleri yeni solun toplumsal adalet ve barış mücadeleleri ile kadınların öznellik sorunlarının da aynı önemde olması gerektiği kanaatine varmışlar,toplumdaki baskının temelinde de erkeklerin kadınlar üzerindeki baskısı ve egemenlik çabası olduğundan devrimin feminist

düşünce ile gerçekleşeceği sonucuna ulaşmışlardır.
Kadınlar üzerindeki baskının kaynağının kapitalizmden ziyade erkek egemen zihniyet olduğu,bu noktada kadınların erkekler tarafından baskılanan bir sınıf niteliğini taşıdığı bu nedenle de kadınların bir araya gelerek üzerlerindeki ataerkil baskıdan kurtulmak için mücadele etmeleri gerektiği

savunulmaktadır.
Radikal feministlerin kadınların kendilerine biçilen kadınlık rollerinden kurtularak özgürleşebileceklerine dair pek çok önerileri bulunmaktadır.Bu önerilerden birisi,tüm cinsiyet rollerinden arınıp cinsiyetsiz bir toplum düzenine geçilmesidir.
Kadınların bu şekilde baskılanmasının altında yatan neden “kültür”adı altında erkek

egemenliğine göre şekillenen toplumsal rolüdür.Bu nedenle de kadının özgürleşmesinin anahtarı toplumsal cinsiyet ayrımlarının ortadan kaldırılarak cinsiyetsiz bir toplumun oluşturulmasıdır.

Bahar Tezcan
Bahar Tezcan

Yüklendiğin rollerinden sarıldığında kimsin sen.

Lynne Segal
Lynne Segal

'Bir kez kadın Tanrı vergisi kanlık ve annelik rollerinden herhangi bir şekilde sıkıldığını itiraf etmişse, bütün her şeyi tahammül edilemez bulması için küçük bir adım yeter ve J.B.H. böyle yapmakla uygarlığın temelini oluşturan, devamlılığını sağlayan ve
şu anki konumuna ulaştığı için teşekkür etmesi gereken milyonlarca bıkkın, yorgun kadını

unutmuş oluyor

Alison Stone
Alison Stone

...feministler toplumsal cinsiyet kavramını faydalı buldular çünkü eril ve dişil rollerin biyoloji tarafından değil toplum tarafından tanımlanmış olduklarına işaret ediyordu ve bu da söz konusu rollerin değiştirilebileceklerini ima ediyordu. Dişillik yeniden tanımlanabilir, böylece itaatkar davranışları gerektirmeyecek bir hale gelebilirdi. Veya erillik ve dişilliği

yeniden tanımlamak yerine toplumsal cinsiyet rollerinden tümüyle kurtulabilir ve insanları eril veya dişil konumlara yerleştirmeye son verebilirdik.

Mustafa Seven
Mustafa Seven

"Sokakta mülkiyet yoktur. Kişinin tüm rollerinden sıyrıldığı, sınıf farklarının ortadan kalktığı, herkesin yalın, salt kendi olduğu ve kendi kurallarıyla var olduğu ama varlığının altını çizmediği bir yerdir sokak."

Emine Öztürk
Emine Öztürk

Feminist tarih yazıcıları, kadın tarihinde kadınların Tanrıça rolünde olduklarını ve bu rollerinden ötürü tüm hayatlarını feminen tercih ettiğini söyledikleri anaerkil dönemle başlatırlar ve bu dönemde insanların doğayla iç içe, barış dolu bir yaşam sürdürdüklerini fakat daha sonra tanrılar panteonunda Ana Tanrıça'nın baştan indirilmesiyle onun yerine erkek

bir Baş Tanrının getirildiğini söylenmektedir. Bu nedenden dolayı sonraki dönemlerin feminist tarih yazıcılarınca ataerkil dönem olarak adlandırmasının temelinde yukarıdaki olay gösterilmektedir.