Tezer Özlü
Tezer Özlü

Bazan bir şey yaşarken olaya dışardan bakıp, o olayı yazmak için yaşadığım duygusuna kapılıyorum.

Eric J. Sharpe
Eric J. Sharpe

İnsanlığın en eski yapıları arasında verimlilik tılsımı olan ve doğumun büyük bir sır olduğunu düşündüren kaba hamile kadın figürleri yer almaktadır. Öyle görünüyor ki, doğumun sebep olduğu kan kaybı yüzünden, doğum olayı ekseriyetle tabularla kuşatılmıştır. Bu esnada hem anne ve hem de çocuğun kötü ruhların etkisiyle doğum anında yaralanmaları

mümkün olduğundan kötü niyetli güçleri bertarafetmek için ayin ve tılsımlar yapılmakta idi. Anne ve çocuk, topluma tekrar kabul edilinceye kadar kirli sayılıyorlardı. Annenin bu kirlilikten kurtulması bilhassa kadınların doğumdan sonra, çocuklarını sağ salim doğurdukları için kilisede yapılan Tanrı'ya şükran duası yapması şeklindeki Hıristiyan
uygulamasının

(churching) bir kalıntısı olan temizlenme ayini ile; çocuğun bu kirlilikten kurtulması ise ad koyma, takdis, vaftiz vb. yollarla mümkün oluyordu.

İlknur Artuğ
İlknur Artuğ

"Kim olduğunuzun ne olduğunuzun bir önemi yoktur.Önemli olan hayatı nasıl algıladığınızdır.Algılarınız açıksa dünya üzerindeki birçok olayı farklı bir bakış açısıyla değerlendirirsiniz."

H. Esra Arcan
H. Esra Arcan

Her olayı kendi şartları içerisinde değerlendirmek lazım. Sy:147

Yasin Atlıoğlu
Yasin Atlıoğlu

Suriye'deki en önemli insan hakları sorunlarından biri de gözaltında kaybolma ve öldürülme suçudur. Beşşar döneminde dünya kamuoyuna yansıyan en önemli kaybolma olayı, Şeyh Maşuk Haznevi'nin 8 Mayıs 2005'te kaybolmasıdır. Kürt asıllı Şeyh Haznevi'den 22 gün içinde bir daha haber alınamadı. Suriye resmi makamları, 1 Haziran'da Haznevi'nin öldürüldüğünü

açıklarkan olayı da adli bir vaka olarak nitelendiriyordu. Hatta bir süre sonra Haznevi cinayetine karıştıklarını itiraf eden Muhammed Matar El Abdullah ve Yasin Matar El Hindi adlı iki kişinin yakalandığı açıklandı. Oysaki ülkedeki Kürt azınlık ve insan hakları savunucuları Şeyh Haznevi'nin öldürülmesinde devleti suçladı. Uluslararası Af Örgütü'ne göre de olaylar

devletin açıkladığından daha farklı gelişti. 8 Mayıs'ta Suriye askeri istihbarat görevlileri tarafından kaçırılan ve bilinmeyen bir yerde tutulan Haznevi, uzun süre işkenceye maruz kaldı ve 27 Mayıs'ta tedavi edilmek amacıyla Teşrin Askeri Hapisanesi'ne getirilmesinin ardından 30 Mayıs'ta öldü.

Dr. Ali Korkmaz
Dr. Ali Korkmaz

Kristalizasyon, içindeki glikozun, tanecikler haline gelmesi sonucu balın, akıcılığını az veya çok kaybetmesi olayıdır.
 Balların büyük bir kısmı, kristallenmeye eğilimlidir.
 Balın şekerlenmesi, içerisindeki früktoz ve glikoz miktarına bağlıdır. Eğer früktoz/glikoz oranı yüksek ise bal şekerlenmez, düşük ise bal şekerlenir.
 Balda

şekerlenmeyi etkileyen bir diğer önemli faktör de glikoz/su oranıdır.
 Glikoz / su oranı=1.70 veya daha düşük ise ballar şekerlenmez, bu oran 2.10'un üzerinde ise ballarda kısa sürede şekerlenme meydana gelmektedir.
 Balın şekerlenmesinin kolonilere çay şekeri (sakkaroz) şerbetinin verilmesi ile ilişkisi olmadığı gibi granüle olan bala bozulmuş bal olarak

bakılmamalıdır.
 Balın kristalleşmesi için en uygun sıcaklık 14-15°C civarıdır. Havaların soğumasıyla birlikte ballarda kristalleşme olayı hızlanır. Havaların soğumasından ziyade ani ısı değişimleri balın kristalleşmesini hızlandırır.
 Kristalleşmiş balı yeniden sıvı hale getirmek için bal kavanozunu 45 dereceyi geçmeyen sıcak su banyosuna

yerleştirmek gerekir.
Eğer soba veya ocak üzerine konulursa balın hem aroması kaybolur hem de karamelize olur. İçersindeki enzimler, vitaminler ve bala aroma veren maddeler yok olur. Baldaki diyastaz aktivitesi azalır ve balda hidroksi metil furfurol (HMF) miktarı artar.
 Balların ısıtılması ile birlikte früktoz ve glukoz gibi şekerler asidik ortamda artık ürün

olarak hidroksi metil furfurol meydana getirirler. Doğal balda HMF miktarı en fazla 40 mg/kg olmalıdır.
 Ayçiçeği, yonca, kavun, karahindiba, pamuk balları çok çabuk şekerlenirken akasya, hardal, orman gülü ve salgı balları geç şekerlenir. Adaçayı balı, yıllarca şekerlenmeden kalabilir.

Süleyman Coşkun
Süleyman Coşkun

Biz artık böyle bir şeyin tekrarlanmayacağı düşüncesindeydik. O gece aynı olayı bir daha tekrarlamazlar mı?Ne yaparsınız? Biz de alıştık.Yine aynı olayları yaşadık.Yine aynı düzenlemeleri yaptık. Tabii biraz daha deneyim kazandiğımız için daha çabuk yapıp bitirdik yerleştirme işini. Aramayı üç gece ard arda tekrarladılar. Bizlere yeni bir yöntemle işkenceye

başlamişlardı. Onlar işkence yaptıklarını sanırlarken biz türkülerimizi söylüyor,fikralarımızı anlatıyor gülmesini biliyorduk. Kabul edilen Anayasa'dan sonra artık ülkede demokrasiye geçilmeye başlandığı masalını anlatmaktan zevk alan Kenan Evren'e inat, onun cezaevindeki işkencecibaşısı Raci Tetik'e inat.

Ruth Malkinson
Ruth Malkinson

Bir ölüm olayı bireyin yaşam ve ilişkiler konusunda var olan görüşlerinin yapısını bozar ve dışsal olayın yıktığı şeyin bilişsel olarak yeniden düzenlenmesini içeren acı dolu bir süreç gerektirir. Ayrıca kişinin bildiklerini, düşüncelerini ve duygularını değiştirmesini, yaşamın eski anlamından vazgeçmesini ve yani anlamlar oluşturmasını içerir.

Stephane Bruchfeld
Stephane Bruchfeld

600 erkek çocuğu
Sonder komandosu üyesi Salmen Lewental 20 ekim 1944’te Auschwitz-Birkenau’da tanık olduğu bir olayı şöyle anlatıyor. Söz konusu metin 1961 yılında, kampta, krematoryumlardan birinin yakınında toprağa gömülmüş olarak bulundu. “12 ile 18 yaşları arasında 600 erkek çocuğu güpe gündüz buraya getirildi. Üzerlerinde incecik mahkum

giysileri vardı. Giysiler büyük geliyordu. Ayaklarında yırtık ayakkabılar ya da takunyalar. Burada kendilerine soyunmaları için emir verildi. Çocuklar bacadan çıkan dumanı gördüler ve hemen ölüme götürüleceklerini anladılar. Çaresizlik içinde bir o yana bir bu yana
Koşmaya, nasıl kurtulacaklarını bilmeden saçlarını başlarını yolmaya

başladılar. Bir çoğu feci bir şekilde ağlamaya başladı. Çocukların acılı çığlıkları çok uzaklardan duyulabiliyordu.
İçgüdüsel bir ölüm korkusuyla soyundular tekme ve sopalardan kurtulmak için çıplak ve yalınayak büzüldüler. Hiç hareket etmeden duruyorlardı. Cesur bir çocuk idareciye gelerek kendisini öldürmemesi için yalvardı ve en

ağır işleri yapmaya hazır olduğunu söyledi. İdareci çocuğun kafasına kalın sopayla birkaç kez vurdu.
Birçok çocuk ‘Sonder Komandosu’ndaki Yahudilere koştu ve onlara sarılarak kendilerini kurtarmaları için yalvarmaya başladı. Bazıları büyük alanda, çıplak, oraya buraya koşup duruyordu (ölümden kurtulmak için). Komutan elinde cop olan SS

görevlilerinden birini yardıma çağırdı.
Genç, berrak çocuk sesleri geçen her dakika biraz daha arttı ve sonunda acı dolu bir ağlamaya dönüştü. Bu korkunç ağlama ve yakınma bütün her yeri kapladı. Bu ağlama karşısında donup kalmış, felç olmuştuk. SS görevlileri en küçük bir acıma belirtisi göstermeden suratlarında yaptıklarından memnun bir

tebessümle gururlu bir muzaffer gibi bakıyor ve çocukları acımasızca döverek sığınağa sokuyorlardı.
Çocukların kimisi hâlâ koşuyor ve kendini kurtarma- ya çalışıyordu. SS görevlileri de peşlerinde koşuyor, yakaladıklarına vahşice vuruyordu. Durumu kontrol altına alıncaya kadar çocukları kovaladılar ve sonunda hepsini sığınağa soktular. Tarifsiz bir

sevinç içindeydiler. Acaba hiç birinin kendi çocuğu yok muydu?

İzzet Bozkurt
İzzet Bozkurt

Etkinlik pazarlamasında, firmanın markası etkinlikle bağdaştırılmış olup, etkinliğe katılanlara, o ürünü veya olayı yaşamaları için şans verilir.