Şunu da belirtelim ki, Hz.Muhammed'in sözleri(hadisler) kapsamlı olarak derlenip yazıya geçirilmesine değin, yaklaşık bir asır boyunca şifahi olarak aktarılageldiğinden, onların subutu Kur'an gibi kesinlik taşımaz. Öte yandan Hz.Muhammed'in zihin dünyası, ahlakı ve yaşamı Kur'an kaynaklıdır. Bu bakımdan onu "canlı Kur'an" olarak nitelemek yanlış olmayacaktır. Hadisler
Hz.Peygamberin yaşamı (sünneti) değil, onun yaşamına dair kaynaklardan sadece birisidir. bundan dolayı Hz.Muhammed, başta Kur'an olmak üzere, İslam tarihi ve hadis kaynaklarından hareketle bütüncül bir bakışla değerlendirilmelidir. Bunun için en "sahih" kabul edilen hadis kitaplarında yer alsa dahi, Kur'an'ın temel prensipleriyle ve Hz.Peygamber'in genel ahlakıyla uyumlu
olmayan sözlerden (hadisler) hareketle onu itham etmek, bilgisizlikten kaynaklanmıyorsa bir art niyetin ifadesidir.
Hz.Muhammed'in sözleri(hadisler) kapsamlı olarak derlenip yazıya geçirilmesine değin, yaklaşık bir asır boyunca şifahi olarak aktarılageldiğinden, onların subutu Kur'an gibi kesinlik taşımaz. Öte yandan Hz.Muhammed'in zihin dünyası, ahlakı ve yaşamı Kur'an kaynaklıdır. Bu bakımdan onu "canlı Kur'an" olarak nitelemek yanlış olmayacaktır. Hadisler Hz.Peygamberin yaşamı
(sünneti) değil, onun yaşamına dair kaynaklardan sadece birisidir. bundan dolayı Hz.Muhammed, başta Kur'an olmak üzere, İslam tarihi ve hadis kaynaklarından hareketle bütüncül bir bakışla değerlendirilmelidir. Bunun için en "sahih" kabul edilen hadis kitaplarında yer alsa dahi, Kur'an'ın temel prensipleriyle ve Hz.Peygamber'in genel ahlakıyla uyumlu olmayan sözlerden (hadisler)
hareketle onu itham etmek, bilgisizlikten kaynaklanmıyorsa bir art niyetin ifadesidir.
Bilimde her şeyin kusursuz bir kesinlikte olduğunu düşünürsünüz ve hocalarınızda kararsızlık görmek sizi hayrete düşürür. Gerçekte ise kesinlik yalnızca bizim sistematik tanımlamalarımızda vardır, doğal olaylarda yoktur.
Yapmam gerekeni yaptım ve bu konuda belli bir ahlaki kesinlik hissediyorum. Asıl katlanamadığım şey bunların üzerine yeni bir kat boya çekilmesi. Böyle olunca her şey... yanlış görünüyor.
"Fotoğraf bundan böyle kesinlik gerektiren resimlerin yerini alacaktır.Sanat doğanın şiirsel yorumuysa,fotoğraf onun tam bir yansımasıdır;sanatta kesinlik,şaşmazlıktır ya da sanatın tamamlayıcısıdır."
Dolayısıyla genç homoseksüelin mutlak nesneyi cisimleştirerek Kadın'ı yaratması, histerik entrikadan oldukça farklıdır. Histerik entrika "Bir kadın ne ister?" sorusunun acting-out'uyla bağlantılıdır. Eğer Öteki mutlaksa soru da yoktur. Genç homoseksüel için Öteki tam olduğu halde o, Öteki'nde eksik olmayan şeyi sağlamaya yönelik bir konumdadır: Öteki'nin onun aşkına
ihtiyacı vardır. Böylece o, Öteki tam bir şekilde kalsın diye Öteki'nin eksiğini kapatacak şeyi sağlayabilir. Sapkınlıkta soru yoktur: O, durumların nasıl olduğuna dair, Öteki'nin neye ihtiyacı olduğuna dair ve Kadın'ın ne olduğuna dair kesinlik içeren bir konumdadır ve dolayısıyla bu anlamda bir entrika yoktur.
Bizim için öncelik taşıyan konu biçimler değil, işlevlerdir. Süs ve zevk, mobilyanın insanla hangi ölçüde fiilen ilişki kurduğunu, insana hangi ölçüde hizmet ettiğini göstermez; bunu yalnızca kullanım değerinden anlayabiliriz. Biçimleri kökenlerine, anlamlarına-yani insana- dek izlemek istiyoruz. Kendinde biçimler, a priori biçimler değil de, yerine getirilen hizmettir
bizim ilgimizi çeken. Yargımız ancak ilişkinin ortaya konması sayesinde kesinlik kazanır.