Tractatus’da, bütün dillerin, yüzeyde zorunlu olarak görünmeyebilen, fakat felsefi çözümlemeyle ortaya çıkarılabilecek, bir eşbiçimsel mantıksal yapı taşıdıklarını savunmuştu. Dilsel biçimler arasındaki ayrılıklar, ona, mantığın belirlediği tek bir tema üzerindeki yüzeysel çeşitlilikler görünmüştü. Felsefi etkinliğinin ikinci döneminin
başlarında buna taban tabana karşıt bir görüşü benimser. Artık dilsel biçimlerdeki çeşitliliğin dilin derin yapısını ele verdiğini, bunun ise önceleri sandığından bambaşka bir şey olduğunu düşünür. Dilde ortak bir öz yoktur, ya da varsa bile bu, dilin değişik biçimleri arasındaki bağları açıklamayan «asgari» bir özdür. Bu değişik biçimler
birbirlerine, oyunlar ya da aynı aileden olan insanların yüzleri gibi daha kaypak bir yoldan bağlıdırlar.
Aritmik korenin¹, histerik motor ajitasyon dahilindeki olası biçimler arasında sayılması gerektiğini açıkça gösteren yaklaşık yirmi adet bu tür oldukça tipik gözlem saptanmıştır. Dolayısıyla, teşhis yalnızca önceki ve eşzamanlı rahatsızlıklara değil, aynı zamanda ona eşlik eden ve üzerinde durmamız gereken zihinsel duruma da bağlıdır.
Popülizm ilericilerin, gericilerin, demokratların, mutlakıyetçilerin, solun ve sağın elinde bir araç olmuştur. Populizmin koşullara uyabilmesinin nedeni yüreğinin boş oluşudur; popülizm bir kilit değer kümesine bağlılıktan yoksundur. Diğer ideolojiler eşitlik, özgürlük ve toplumsal adalet gibi bir dizi değere zimnen veya alenen bağlıyken , popülizmin bu tür bir
çekirdeği bulunmaz. Bu durum, nasıl olup da bu kadar farklı siyasal konumlanışların popülizmi sahiplenebildiğini açıklar. Aynı zamanda, popülizmin neden başka ideolojilere yamandığını da açıklar. Popülizmin doğal konumu, kendi yüreğindeki boşluğu dolduran başka fikirlere iliştirilen bir sıfat olmaktır. Modern çağın liberalizm, muhafazakârlık, feminizm ve
sosyalizm gibi "kapsamlı ve büyük" ideolojileri sık sık, kendilerine iliştirilen sıfatlarla sosyal liberalizm veya radikal feminizm gibi biçimler alırlar. Popülizm önüne sıfat almaktan çok, bir sıfat olup iliştirilir.
Kamusal yapılar ve toplumsal buluşma mekanları söz konusu toplumun kimliğini ve demokrasi kültürünü güçlendirmek üzere etkili yerlere ihtiyaç duyar. Bu yapılar ayrıcalıklı biçimler hak ederler, çünkü sahip oldukları işlevler kentin genel dokusunu oluşturan diğer yapı ve yerlerden farklıdır.
Ama rakamlar her şeyi söylemez. "Savaşın felaketleri" arasında, biçimler de boyutlar kadar önemlidir. Çoğu zaman nedenleri bunlar aydınlatır, anıları şekillendiren de her zaman biçimlerdir.
Bizim için öncelik taşıyan konu biçimler değil, işlevlerdir. Süs ve zevk, mobilyanın insanla hangi ölçüde fiilen ilişki kurduğunu, insana hangi ölçüde hizmet ettiğini göstermez; bunu yalnızca kullanım değerinden anlayabiliriz. Biçimleri kökenlerine, anlamlarına-yani insana- dek izlemek istiyoruz. Kendinde biçimler, a priori biçimler değil de, yerine getirilen hizmettir
bizim ilgimizi çeken. Yargımız ancak ilişkinin ortaya konması sayesinde kesinlik kazanır.
Bugün gelinen noktada bölgedeki mücadelelerin karşılaştığı en ciddi açmaz, çevre korumaya yönelik kazanılan davalara rağmen idarecilerin mahkeme kararlarını uygulama yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve genel anlamda yargısal alanda edinilen kazanımların artık yeterli olmaması. Yerel aktörler bu yüzden ekoloji mücadelesinin yargı yoluyla sürece müdahale yollarına
sıkışmayacak, ÇED sürecinin dönemeçlerinin dışında “yöntem ve biçimler icat etme” gerekliliğinin altını çizmekteler.
Karşılarında seyre daldığınızda, alevlerin geçici biçimi sonsuzluk hakkında mükemmel bir derstir. Birbirine sarılıp dolanan biçimlerin başka biçimlere dönüşme ve yeni biçimler doğurma gücü hayranlık uyandırıcıdır.
Anne ve babanın söylemleri çocukların gerçeklik kavramını öyle bir biçimler ki bundan yakayı kurtarmak nerdeyse imkansızdır