Murat Menteş
Murat Menteş

.

MURAT MENTEŞ: "Gönülde aşk kaynar. Kaynayan kazan kapak tutmaz." Diyorsunuz.

NEŞET ERTAŞ: Öyle... İnsan doğup insan ölmek kolay değil. Aşka dutunmak lazım.

.

Ümit Tok
Ümit Tok

Bu yolda onu neler bekliyor? Onu;
Işıksız evler,
Boş kilerler,
Kemik kaynayan tencereler,
Korkudan açılamayan pencereler, bekliyordu.

Oyuncağı olmayanlar,
Açlıktan uyuyamayanlar,
Borçtan kurtulamayanlar,
Korkudan konuşamayanlar, onu bekliyordu

Bekleyenleri birinin sahiplenmesi, kendi yansa da onları aydınlatması gerekiyordu.

Güzel haber ise Ali’nin sınırları olan mum gibi değil büyüyen bir yangın gibi yüreğe sahip olmasıdır. O yandıkça büyür...

Edi Rama
Edi Rama

En başında, bu damgalar içime korku salardı, yanan tenin dumanı gözlerimi yakardı, acıdan başım dönerdi, vücudumu paramparça, ruhumu perişan ederdi. Dünya tepetaklak görünürdü. Gece sabaha kadar uykuyu getirmediği için önümdeki gün kaynayan caddenin sesinde eriyip giden kötü bir rüya haline dönüşürdü. Ne pahasına olduğunu henüz bilmiyorum ancak alıştım;

çamura, bıçağa, yaraya, çelmeye, salyaya alıştım. Ne var ki, hiçbir zaman alışmadığım bir şey var: Bu ülkede siyasetin sadece bu şekilde yapılabileceği fikrine; siyasetin toplumun sorunlarına merhem olabileceğine inananlara buna karşılık olarak damgalanma verdiği düşüncesine; en büyük domuzdan, en küçük salağa kadar profesyonel yalancılar sürüsüne meslek ve

gelir sağlayıp ekmek yedirdiği inancına alışmak istemiyorum.

Jesse J. Prinz
Jesse J. Prinz

Adının da belirttiği gibi 'somatik his kuramı', bir his kuramıdır. Duyguların, bilinçli deneyimler olduğunu söyler. Ama aynı zamanda duyguların bedensel durumlara tepki olduğunu da söyler. Bu onu, duygularla hisleri özdeşleştirmeyen somatik kuramlarla aynı sınıfa sokar. Somatik duygu kuramı bir melez kuramdır. Melez kuramlar, duygu çalışmaları tarihinde istisnadan ziyade

kuraldır. Aristoteles, ilk ve en ince örneklerinden birini geliştiren kişi olarak gösterilebilir. Retorik eserinde Aristoteles, duyguların sıkıntı ya da haz gibi hem afektif/duyuşsal hisleri hem de hareket arzularını içerdiğini söyler. Mesela öfkenin sıkıntı verici bir intikam arzusu olduğunu ileri sürer. Eğer arzular geniş anlamda bilişsel; sıkıntı ise his olarak

nitelendirilirse, bu durumda Aristoteles'in kuramı hem bir his kuramı hem de bilişsel bir kuramdır. Dahası, mevzubahis arzu, hareket arzusudur ki bu Aristoteles'in kuramını aynı zamanda davranışsal da yapar. Hatta Aristoteles'in duygular kuramında bedene rol biçtiğine dair bile birtakım kanıtlar bulunur. Ruh üzerine eserinde Aristoteles, içinde duyguların da yer aldığı

zihinsel durumların hem maddesi hem de formu olduğunu söyler. Buradaki madde bedendir, form ise zihinsel durumun oynadığı rol ya da işlev olarak anlaşılabilir. Aristoteles, öfkenin kalpte kaynayan kan ile gerçekleştiği tahmininde bulundu. Dolayısıyla duygular bedenin hissedilen, harekete yönelten, bilişsel durumlarıdır.

Nazlı Akçura
Nazlı Akçura

Karakterler bir bir canlanıverdi gözünde. Bahar, Nilüfer, Fidan, Filiz, Şebnem... Kimi beş yaşında bir çocuk kadar neşeli kahkahaların sahibi, kimi bir fırtına kadar sert, esti mi tozu dumana katan, kimi kaynayan bir süt misali taşmaması imkansız, kimi bir turnusol kağıdı, ne aldıysa onu olduğu gibi gösteren, özü sözü bir... Hiçbirinin Günışığı Hanım ile ortak

tek bir paydaları bile yok. Kadın olmaları dışında.

Güven Ada
Güven Ada

İnsandır bu, dirlik, düzen, birlik, izan, kaynayan kazan olmazsa yaşayamaz

Pınar Kaçar
Pınar Kaçar

“İçimde havada asılı milyon tane sözcük var. Bir araya getirsem onları kocaman bir kazan oluşur, baksan içine içinde kaynayan bir katran. Ağır bir duman. İçimde öyle bir duman var ki göz gözü görmüyor, kendi sesimi duymuyorum. Bekliyorum bir karanlığım bitsin diğeri başlasın diye. Başladığım noktada durmuş, sonumu bekliyorum.”

Ali Selman Özdemir
Ali Selman Özdemir

İnsan aynı gelmiş dünyaya
Sonra ne olduysa
Diller girmiş araya
Dinler girmiş araya
Araya kaynayan kaynayana

Emirhan Sarıca
Emirhan Sarıca

Hastane halkı bize iyi katlanıyordu. Kanları kaynayan iki ergen, ha bire bir şeyler yapıyorduk. Hoş rahatsızlık vermiyorduk kimseyi. Yalnızca ölmeden önce yapacağım şeyler bir bir canlanıyordu içimde..

Cansu Türedi
Cansu Türedi

... Ah benim kırıldığı yerden kırk inançla kaynayan kemiklerim...