...yaktığım gemilerde ben de yanarak, yıktıklarımın enkazı altında ben de kalarak sevdim...
Karanlık gece şahitti, ben o karanlığı sevdim...
“ Ağzının, güzel dudaklarının kenarında bir gülümseme yaratmak için, ne uzun yollardan geçiyorsun. Kendinden veriyorsun ve durmadan eksiliyorsun. Oysa bazı insanlar, oldukları gibi kalarak elde ederler istediklerini. Ben, kanımı damla damla süzerek veriyorum. “
gemiler geçip gidiyor
gözlerimden perdeleri aralayarak
gemiler geçip gidiyor
siyah giysileriyle
mavileri yararak
ayrılığın avuçlarında koyup beni
gözlerimde siyah nokta kalarak
gemiler geçip gidiyor
Gorbaçov şöyle demişti; " Sovyetler birliği ruhsal bir çöküş içindedir. Bunun bedelini geri kalarak ödedik ve daha uzun bir süre de ödeyeceğiz. Enformasyon bilimi çağında en değerli varlığın bilgi olduğunu, zihinsel bakış açısının genişliği ve yaratıcı hayal gücü olduğunu en son farkedenlerden biriydik.
Osmanlılara göre, savaş alanında arka arkaya gelen zaferler de bu düşüncelerini teyit ediyordu. Bu yüzden onlar Avrupa'ya yönelik uygun bir bakış açısı oluşturamadılar. Buna bağlı olarak da; Avrupa seviyesinde, kültürel ve Islami özelliklerine de bağlı kalarak bilgi ve uzmanlık alanında yenileşme yolunda, askeri, ekonomik, sanayi ve yönetim alanlarında önemli adımlar
atamadılar.
Çok değerli bir malı yitirmiş olmanın çılgınlıgı mı; yoksa kırılan onurunun, aşağılanmanın sonucu beynin çığırından çıkışı mı; ya da, neredeyse doğduğundan beri yatalak, lanet bir anne ile beyinsel özürlü bır ağabeye bakmak zorunda kalarak tüm bir çocukluğu, genç kızlıgı adam gibi yaşayamadan ziyan zebil etmiş olmanın biriktirdiği hıncın patlaması
mı? Belki de hepsinin tehlikeli bir karışımı bu.
Ünlü yazar Mihail Bulgakov'un etkisinde kalarak "insanı tedirgin eden" bir koku dedim. "Garip bir koku", "iç gıcıklayıcı bir koku" da diyebilirdim...
Bir yazar sizi çok etkilemişse ister istemez ona öykünürsünüz. Bunda ne var, birinden niçin etkilenmeyeceksiniz?