Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Uyu, uyandığında kalbin aklını ikna etmiş olsun.

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

"Zihnim kalbimi ya da kalbim zihnimi ikna edememiş geceler boyunca. Bir vasatta birleştirememişim ikisini. Oysa "Herkes kendi vasatında yaşar", deyip dururdum gururla."

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

"Kalbin fikri ikna edemediği yerin adı nifak."

Murat Menteş
Murat Menteş

MURAT MENTEŞ: En zor davaları çözebilen dâhi dedektif Sherlock Holmes'u yarrattınız. Sizin gibi 1859 senesinde doğan Edmund Husserl, insanın "belli bir konuda" bilinçli olabileceğini söylüyordu. Deha da öyle sanki? Fizik dehası, müzik dehası, tasarım dehası... olabiliyor insan; yanılıyor muyum?

ARTHUR CONAN DOYLE: Evet, öyle görünüyor, Mr. Menteş. Deha aynı

zamanda sonsuz çaba gerektirir.

MURAT MENTEŞ: Başka?

ARTHUR CONAN DOYLE: Dâhi önyargısız kişidir. Ayrıntılara değer verir. Ve daima gerçeği arar.

MURAT MENTEŞ: Gerçeği aramak derken?

ARTHUR CONAN DOYLE: Her şeyle çok ilgilenmek fakat hiçbir konuda kolayca ikna olmamak...

İsmet Özel
İsmet Özel

Bir şeyi anlatabilme gücünü göstermenin yolu ikna edici ifadelerden geçiyor olsaydı söyle diyecektim: dünyaya ne halimiz varsa görelim diye gelmedik; dünyaya gelişimiz halimizin ne olduğunu öğrenelim diyedir.

İsmet Özel
İsmet Özel

Aramamız gereken başkasını ikna yolları değil, kendimizin mukni oluşudur .

İsmet Özel
İsmet Özel

Kendi bakış açımın doğru olduğuna birilerini ikna etmek benim vazifemin içine girmiyor.

Philippe Forest
Philippe Forest

İki kez terk edilmiş bir çocuktur Soseki. Yaşını başını almış, hali vakti yerinde bir ailenin son erkek çocuğu olarak doğar. Bu arzu edilmeyen doğumun yarattığı sıkıntı, ana babayı, çocuklarına evvela bir çifte emanet etmeye, daha sonra da onu evlat edinecek (ve bir süreliğine ona Şiobara ismini verecek) bir başka çifte bırakmaya iter. Ne var ki, ikinci ebeveyninin

çok geçmeden boşanması, o vakit dokuz yaşında olan çocuğu, ilk yuvasına dönmek zorunda bırakır. Genç Kinnosuke, ancak yirmi bir yaşına geldiğinde, ki o sırada üniversiteye başlamak üzeredir, Natsume ailesine resmen yeniden dahil olur ve ilk soyadını taşımaya hak kazanır. Talihin bir cilvesi sonucunda Soseki'nin iki ağabeyinin aniden ölmesi, üçüncüsünün de sefih bir

hayat sürüyor olması, babasını, terkedilmiş oğlunu yegâne meşru mirasçısı yapmaya ikna etmiştir.

Hüseyn Ali
Hüseyn Ali

Daha iyi tanımıyorduk birbirimizi. Aşk bunları bulundurmaz göz önünde. Yangından mal kaçırır gibi her şey bir anda olur. Kalbini ev bakmaya gidenlere emlakçının gösterdiği gibi gösterir. Aşk öyle çabuk ikna eder ki, kalbe taşınan insanları. İyi emlakçıdır. Dünyadaki her kes en az bir kere çalmıştır aşkın kapısını.

Abdullah Erol
Abdullah Erol

İkna, korku, zor, şiddet gibi yöntemler üzerinden modern devletlerin topluma yönelik değişim, dönüşüm mühendislikleri; etkililik ve görünürlülük açısından pikseli yoğun (faşist ve komünist sistemlerde) ya da seyrek (liberal sistemlerde) olabilmektedir.

Gramsci ve Althusser toplumların değişimini güçlü bir sistemin, örneğin kapitalizmin, çeşitli

aygıtlar üzerinden rıza üretme yoluyla gerçekleştirebileceğine inanıyordu. Gramsci, politik toplumun Zor, sivil toplumun ise rıza üzerinden sistemin meşruiyetini sağladığını ve kilisenin bir sivil toplum olarak devlet ile toplum arasında rızaya dayalı meşruiyet geliştirdiğini ileri sürer. Böylece sivil toplumun hegemonik bir alan geliştirdiğine inanan Gramsci hegemonya

kavramına iktidarın zora dayalı tahakkümü yanında, rızaya dayalı olarak da egemenliği elde etmesi anlamını veriyordu. Keza Gramsci hegemonya ile rızanın tahakkümü meşrulaştırdığını kabul etmekteydi. “ Gramsci için hegemonya kavramı anahtar bir kavramdı ve Marxist devrim için sınıfsal egemenliği sağlamak için de kullanılması gereken bir yoldu. Althusser de

ideolojinin kişilere egemen olan kültleri benimseterek sistemle uyumlu hale gelmesini sağladığına dikkat çeker. Bunu yaparken devlet bazı ideolojik aygıtlar kullanarak toplumda rıza üretir.“ Arendt, rızanın ikna, şiddet gibi yöntemler üzerinden gerçekleştiğine dikkat çeker. Şiddet daha çok kaba kuvveti, zoru içerirken ikna görünürde rızaya dayanmaktadır.