Çünkü gerçeği hiç sevmemiş, hiç bile görmemişizdir.Gönüllü bir aldanışla bilerek ve isteyerek gözden kaçırmışızdır onu.Sevdiğimiz bambaşka bir şeydir.Gün gelip duvar çökünce altında kalışımız bundan.Çünkü sadece kendimizi yansıtacak aynayı arıyoruz.
Kimseye zararı olmayan zayıfları ezerek kuvvetli olma duygusunu tatmin edenler ve onlarla birlikte her zaman her yerde her sınıftan her ideolojiden ve her düşünceden insanlar arasında daima ön safa geçerek aslan payını kendine ayıranlar , ve ayırır ayırmaz insanlarla aralarına aşılmaz duvarlar örenler, ve böylelerine her zaman haklı çıkarıcı bahaneler , sebepler ,
yasalar kurallar sınıflamalar çıkaranlar . Yani her zaman İnsanı insandan ayıranlar ve onları birbirine düşman edenler ve onlara körü körüne uyan kalabalıklar ve gerçeği boğanlar ve onlarla birlikte insanı bu koca dünyada yanlız bırakarak arkadaşlık dostluk sevgiyle uzatacakları sıcak bir elleri olmayanlar, yani elsiz, gözsüz, akılsız, kalpsiz, kansız, gerçek
sakatlar ..
Onlar karsimiza oturacaklar '
Bu ölümden kimse sorumlu bulunmadığına göre , kimsenin bir çıkarı olmadığına göre , herkes yaşarken o öldüğüne göre , bana yalan söylemeyeceklerdir.
Hiç olmazsa görünür bir telaşları olmayacaktır. kelimeleri seçerken çok titiz davranmayacaklar , isteyerek ya da istemeyerek boş bulunacaklardır .kendilerini ele vereceklerdir.
Benim gizli niyetimi
bilmedikleri için benden de kuşkulanmayacaklardır.
Sakin görünüşümün altında yatan ürkütücü tasarımlardan haberleri olmadığı için gerçeği çarptırmaya kalkışmayacaklardır .
seslerinin çizgisinde hafif bir dalgalanma kirpiklerde zamansız bir oynama bile beni uyaracaktır..'
#TurgutÖzben
"Şovunla beni etkiledin. Artık gerçeği duymak hakkım."
MURAT MENTEŞ: Agatha Christie "Herkes potansiyel katildir" diyor. Siz ne dersiniz?
ARTHUR CONAN DOYLE: Herkesin içinde az veya çok iyilik olduğuna inanıyorum. Gayet sıradan insanların bile manevi bir derinliği vardır. Matmazel Agatha'nın da insanlara kötü gözle bakmayı değil, gerçeği görmeyi mümkün kılan bir serinkanlılığı önerdiği kanaatindeyim.
MURAT MENTEŞ: En zor davaları çözebilen dâhi dedektif Sherlock Holmes'u yarrattınız. Sizin gibi 1859 senesinde doğan Edmund Husserl, insanın "belli bir konuda" bilinçli olabileceğini söylüyordu. Deha da öyle sanki? Fizik dehası, müzik dehası, tasarım dehası... olabiliyor insan; yanılıyor muyum?
ARTHUR CONAN DOYLE: Evet, öyle görünüyor, Mr. Menteş. Deha aynı
zamanda sonsuz çaba gerektirir.
MURAT MENTEŞ: Başka?
ARTHUR CONAN DOYLE: Dâhi önyargısız kişidir. Ayrıntılara değer verir. Ve daima gerçeği arar.
MURAT MENTEŞ: Gerçeği aramak derken?
ARTHUR CONAN DOYLE: Her şeyle çok ilgilenmek fakat hiçbir konuda kolayca ikna olmamak...