Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

..."Ben nergis devrimdeyim. Gül devrimi, lâle devrimi çoktan geçtim."...
... Bir demet nergis al kendine. Ne olur böyle yapma. Kendine kıyma. Telef olup gideceksin yoksa...

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Gitme, gideceksin biliyorum ama sen yine de gitme.

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

"Hani, 'Siyahlık şöyle dursun, haddinden fazla beyazlık bile hoşa gitmez,' diyor ya Şirazlı Sadi. Uy öğüde, küstahlaşma. Acı biraz. Esirge kendini. Bağışla. Telef olup gideceksin yoksa."

Rafet Karanfil
Rafet Karanfil

Ellerini boynuna atışın
Dudaklarını ısırışın ne güzel eylem bunlar
Konuşamayışların, utanışların
Şimdi sen bütün bunları alıp gideceksin öyle mi?
Şimdi ne desem kar eder gitmemene
Bende kalmana
Gülüşündeki tadı olsun emanet bıraksan ya bana
Giderken dizlerinden aldığım huzur gibi iyi bakarım ona da
Dudak ısırışın sende

kalabilir ama
Seni, sensiz de bırakamam en nihayetinde
Gülüşünde ki tadı olsun bana bıraksana
Söylesek de Tanrı’ya bu zamanı tam da şu an durdursa
Endişelendirmese beni gidecek olmanla
Şarkı, şiir ve sen çok güzelsin
Tanrım zamanı diyorum durdursan mı hani…

Orhan Özsoy
Orhan Özsoy

Lüzumsuz korkularla titriyor kalbim
Vedaların arkasına saklanıyor mutluluk
Kayıp düşüyor sebepsizce
Sende tüm bulduklarım
Kaç bağbozumu daha gideceksin bilmem
Kaç geliş yok olacak gidişinle
Kaç kez bekleyeceğim seni kapı önlerinde
Ve sen, daha kaç kabuk kanatacaksın yüreğimin sen köşesinden

Seyfi Bozçelik
Seyfi Bozçelik

"Babam bana hep şunu söyler: Kızım nerede olursan ol, nerede yaşarsan yaşa köklerini ve Anadolu'nun genlerinde var olan kültürümüzü asla unutma. Onlar bizi yüceltecek ve büyütecek, güçlük kılacak değerli köklerimizdir. Kökün kurursa ağaçta kurur. Yarın yurt dışına gideceksin belki ama asla bu ülkenin kültürüne ihanet etme. Biz ne zaman köklerimizi anlarsak ve onu

günümüzle ve barıştırırsak o vakit güçlü bir ülke oluruz."

John William Polidori
John William Polidori

“Ama önce dünyaya vampir olarak gideceksin ,
Kabrinden bir hışımla çakacak cesedin;
Bir hayalet gibi musallat olacaksın yuvana,
Kanını emeceksin kendi ırkından her kim varsa;
Kızından, bacından, karından oracıkta
Yaşam suyunu çekip alacaksın gecenin yarısında;
Lakin kül rengi cesedini beslemek için
Mecbur kaldığın ziyaretten nefret

edeceksin;
Kurbanların vermemişken son nefeslerini,
Bilecekler ki artık iblistir efendileri;
Sen ki lanetlisin, onları da lanetledin,
Sapından yukarıya soldu işte çiçeklerin.
Fakat suçun sebebiyle öleceklerden
En genci, ziyade sevdiğin bütün hepsinden,
Bir babanın ismiyle kutsayacak seni,
İşte o kelime ateşlere salacak yüreğini!

Ama mecbursun işini tamamlayıp yok etmeye,
Yanağında kalan rengi, ışığı ise gözlerinde;
İzlemek zorundasın son bir donuk bakışla
Buza kesmiş cansız maviliği ve sonra,
Kirlenmiş ellerinle bozacaksın
Örgülerini onun sarı saçlarının;
Yaşadığın günlerde o bukleler
Sevginin en hoş timsaliydiler;
Şimdi artık nişanedirler

oysa,
Her yere taşıdığın acılarına.
Lakin yine akacak kanı en sevdiğinin,
Korkunç ağzınla, gıcırtısıyla dişlerinin,
Sokulacaksın yine kasvetli mezarına;
Git-mezar cinleriyle, ifritlerle lafla;
Çekip gidene dek onlar da dehşet içinde,
Kendilerinden bile lanetli bu hortlağı görünce.”