Milli Demokratik Devrim görüşüne göre; Türkiye, güçlü bir proletarya sınıfına sahip gelişmiş bir sanayi ülkesi olmak şöyle dursun, hala emperyalizmin sömürü alanı, geri bir tarım ülkesi durumundaydı. Dolayısıyla Türkiye'nin önündeki devrimin sosyalist devrim değil, demokratik devrim olduğu tamamen ortada idi.
İbn Haldun'un tarih ilminin kurucusu olduğu söylenir.
Onun görüşüne göre tarih. özgül bilgilerden olmuş bir bütündür; konusu, sosyal olaylar ve bu olaylara etkide bulunan unsurlardır. Tarih. fizik ve psişik kompozanları ve neden-sonuç ilişkisini açıklamak çabasındadır.
Tarih basit bir olaylar hikayesi değil, bir sosyal ilişkiler anlatımıdır.
Smith'in görüşüne göre " Oxford üniversitesinde, profesörlerin büyük bir kısmı, uzun yıllardır öğretiyormuş gibi yapmayı bile tamamen bırakmıştı.
Bir demokrat olmak, ihtilâl ihtimalini, her ne pahasına olursa olsun, önlenmesi mutlaka gerekli bir şey saymak demektir. Bir sosyal demokrat olmak ise, anayasaya dayalı parlamenter sistemin, toplumu daha rasyonel yapmak için bir sosyal mühendislik olarak kullanılması görüşüne sahip bulunmaktadır. Demokratik sosyalizmin, mantıken ve büyük bir öneri olarak daha çok arzu edilen,
daha yumuşak, daha zengin, daha eşit ve daha adil bir topluma yol açacağı görüşü ileri sürülmektedir. Mantıkî olmak, toplumu anlamayı gerekli kılar. Bundan dolayı, sosyal demokrasi, sosyal bilimlerin buluşlarının sosyal mühendislik yoluyla uygulanmasıdır.
Evlilik her zaman gücüne güç katmak isteyen iki ailenin ittifakı olarak görülmüştür. Ebeveynlik planlamalarında muhatapların görüşüne fazla yer verilmiyordu. Bunların aşk yüzünden altüst olması sadece aileler açısından değil, sanılanın aksine çıkarlarını daha çok düşünen pek çok genç açısından da katlanılabilecek bir şey değildi. Ne var ki aşk,
mantıksız olduğuna hükmedilen bu tutku, ittifak kurma ve miras düzenini her zaman bozmayı başarıyordu. Yasak evliliklerin sınırlandırılmasına yönelik olarak 1550 ile 1650 yılları arasında konan çok sayıdaki engel, 17. yüzyılda bu evliliklerin çoğalmasını engelleyemedi. Bu bir salgın değildi ama örnekler sayıca o kadar çoktu ki, aşk anlayışında eskiye göre daha
romansı bir temsile doğru bir değişim olduğunun kanıtı denebilirdi.
"Bana sorarsan Çetinceviz Hanım, at gözlüğü takıyor." Gülmeme engel olamadım. "Kendi dünyasının ötesini görmüyor. Bu sınırlı dünya görüşüne uymayan her şeyi acımasızca yerden yere vuruyor. Ne yazık ki Enno da onun dünya görüşüne uymuyor. Bu kadar basit!"