Kardeşlik,kaderlerini birleştirmeyi mecbur kılmaz insanları yiğit Celme.
"+... geçmişte çok sevdim. Sanırım sevmek daha güvenli.
-Sevilmek? Sevilmek daha mutlu kılmaz mı?"
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denli dutuşan odlare kılmaz çare su
İnsanların bana “Dün gece acayip bir rüya gördüm…” demesinden nefret ediyorum. Ne olduğundan bana ne; zaten gerçek değil, üstelik sıkıcı. Sırf rüyanda görmüş olman onu başkası için ilginç kılmaz ki. Tanıdığım bir kız yirmi dakika boyunca gördüğü rüyayı anlatmıştı. Bu gerçekten meydana gelmemiş bir şeyi umursadığım süreden tam on dokuz dakika ve
altmış saniye daha fazla. Bir keresinde de teyzesinin gördüğü bir rüyayı anlatmıştı; yani sadece gerçekten meydana gelmemiş bir şeyi dinlemekle kalmadım, tanımadığım birinin başına gelen bir gerçekten meydana gelmemiş olayı da dinledim.
O münafıklar namaza kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler.
| Nisâ suresi 142
Namaz o kadar önemlidir yani. Medine döneminde münafıklar dahi namaz kılıyordu. İstemeyerek de olsa, üşenerek de olsa, riya için de olsa namaz kılıyordu. Ayet onların namazını övmese bile namazın ehemmiyetine vurgu
yapmak için onların dahi namaz kıldığına değiniyor. Peki, günümüzde halis muhlis, kalbi temiz Müslüman olduğunu iddia eden müminler niye namaz kılmaz ki? Acaba Medine münafığının bile ihmal etmediği namazı bizimkiler niye ihmal eder ki?
Namazı kaybeden Allah ile irtibatını koparmış olur.
Medine'de yaşayan münafık namazı terk ettiği takdirde
münafık olduğu deşifre olacaktı. Onun münafık olduğunu herkes bilecek ve görecekti. Ama münafık, kendisinin nifakı bilinmesin diye Müslümanların mescidine geliyor ve namaz kılıyordu. Kıldığı namaz makbul olmasa da namazın İslam toplumunda önemli bir yere sahip olduğunu biliyordu.
Bir insanı sadece davası veyahut sevdası değerli kılmaz. Bir insanı sadece kavgası da değerli kılmaz inançları da. İnsan, bütün bunları kendinde taşıyorsa İşte o zaman gerçek manada bir "ışık" olabilir.
وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَٓاءِ
Onlara dünya hayatının örneğini de ver: O gökten indirdiğimiz bir su gibidir. (Kehf, 45)
Bu âyette dünya hayâtının suya benzetilmesinin bâzı hikmetleri:
1- Su, bir yerde karar kılmaz (durmaz). Dünya
da bâki kalmayacak fâni olacaktır.
2- Su bir hâl üzere kalmaz, sürekli değişir. Dünya da bir hâl üzere kalmaz, dâima değişir.
3- Hiç kimse suya girip de kuru kalmayı başaramaz. Aynı şekilde dünyaya gelen hiç kimse onun fitne ve âfetlerinden selâmette kalamaz.
4- Su, olması gerektiği kadar olursa faydalı olur, gereğinden fazla olursa zararlı olur. Dünya
da öyledir, olması gerektiği kadar olmalıdır. Fazlası zarar verir ve insanı helâk eder.