Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışını sezerek hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını , bir âna bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak...
Dünyada bundan daha
ferah verici bir şey olabilir miydi ?
Dünyada bundan daha ferah verici bir şey olabilir miydi? Şimdi onunla beraber şu ıslak yollarda yürüyecek, tenha ve loş bir yerde oturacak göz göze gelecektik. Ona birçok şeyler, şimdiye kadar hiç kimseye, hatta kendime bile söyleyemediğim şeyler anlatacaktım. Bunların coğu kafam da bir anda doğuyor ve beni hayrete düşüren bir süratle yerlerini yenilerine bırakıyordu.
Onun ellerini tekrar avuçlarımın içine alacaktım,uçları biraz kırmızı olan üşümüş parmaklarını ovuşturarak ısıtacaktım. Bir kelime ile, ona yakın olacaktım.
Hayat tutukluk yapar bazen
..
Boş kalır neşenin o ferah balkonları.
İnsanlar
hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır
o ferah ve delişmen birçok alınlarda
betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır
" Ayağını sıcak tut,başını serin,
Gönlünü ferah tut,düşünme derin. "