Aile olmanın bilincini kaybetmiş bireyler, ulu bir çınarın en tepesinde bir yaprak gibidir. Ne kadar tepede olurlarsa olsunlar ve ne kadar yeşil, köküne ve dallarına tepeden, en yüksekte olmanın şeytani gururuyla bakmanın cezasını, yağmurda ilk ıslanan ve sonbaharda ilk kuruyan yaprak olup düştükleri zaman çekerler.
Kireç harç, genellikle tuğlaları birleştirmekte kullanılan, söndürülmüş kireç, kum ve su karışımından elde edilen birleştirici
olarak tanımlanabilir (Hasal 2010: 190-191). Bu harç yapıda kullanıldıktan sonra suyun fazlası buharlaşır ve ilk kuruma meydana gelir. Hava ile temas sonrasında ise yeniden fazla su molekülü ile ıslanan harç, bu suyun buharlaşması
neticesinde tamamen kurur ve sertleşir.
Yağmurda sırılsıklam olmuş üşüyen küçük bir çocuğun battaniyesine sarılması gibiydi o an. Olivia ıslanan küçük bir kız çocuğu, Walter da onun sığınağı, ısınmasını sağlayan battaniyesi olmuştu.
Sanatçı eylemi ile, kuşların sesine, suların şırıltısına, rüzgarın uğultusuna, bulutların rengine, denizin dalgasına ne kadar yaklaşıyorsa; bu hamleyi bir iman ateşi, gözyaşları ile ıslanan bir aşk ile yapıyorsa, o kadar yol alır. Yolun sonu bizi 'din' ile buluşturur, 'dua' ile buluşturur.