...Fakat içimizde,bizim “ahlak”tarafımızla hiçbir şekilde ilişkiye geçmeyerek olayları yorumlayan,sonuçlar çıkaran ve tedbirler alan bir “hesabi”tarafımız vardı ve lafta değilse bile eylemde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu...
bir fikre sahip olmak cürüm değilse ona lisan vermek de cürüm değildir. Zaten fikirlerin ancak lisana inkilap ettikleri zaman fikir oldukları, lisansız fikir tasavvur edilemeyeceği herkesçe malum bir keyfiyettir.
“İçimizde, bizim ‘ahlak’ tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçemeyecek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir ‘hesabi’ tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu.”
Fakat içimizde, bizim 'ahlak' tarafımızla hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir 'hesabı' tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu.
Fakat içimizde, bizim 'ahlak' tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir 'hesabi' tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu.
Kim olursa olsun, temasa geldiğim herkesi düşman, hiç değilse muzır bir mahluk telakki ediyordum. Seneler geçtikçe bu his kuvvetini kaybedeceğine şiddetlendi. İnsanlara karşı duyduğum şüphe, kin derecesine çıktı...
“Fakat içimizde, bizim "ahlak"tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir ‘hesabi’ tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu...”
"...Ve kuşkusuz bir kez yitirilip de bir daha bulununca kendisi olabilen tek şeydir anne yüreği. Dönen çocuk aynı değilse de bekleyen anne hep aynı kalmaktadır. Çünkü şefkat her duygudan yukarıdadır."