...Fakat içimizde,bizim “ahlak”tarafımızla hiçbir şekilde ilişkiye geçmeyerek olayları yorumlayan,sonuçlar çıkaran ve tedbirler alan bir “hesabi”tarafımız vardı ve lafta değilse bile eylemde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu...
“İçimizde, bizim ‘ahlak’ tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçemeyecek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir ‘hesabi’ tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu.”
Fakat içimizde, bizim 'ahlak' tarafımızla hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir 'hesabı' tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu.
Fakat içimizde, bizim 'ahlak' tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir 'hesabi' tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu.
“Fakat içimizde, bizim "ahlak"tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhakeme eden, neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir ‘hesabi’ tarafımız vardı ve lafta değilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu...”
Bitmez geçmez dediği nice günü akşam etti. Her sabah tükendi her akşam yenilendi. Alışkanlık insanın mizacı. Âdem, gözü karanlığa alışır gibi dünyaya da alıştı.
Çevirmen Erdal Şalikoğlu'nun dediği gibi, "Tanımak iyidir. Zira tanımadan sevemezsiniz. Oysaki nefret etmek için tanımaya gerek yoktur."
"Bitmez geçmez dediği nice günü akşam etti. Her sabah tükendi her akşam yenilendi. Alışkanlık insanın mizacı.
Âdem, gözü karanlığa alışır gibi dünyaya da alıştı."