Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

..Doğu’nun ruhu ve ona baktıkça anlıyorum ki Doğu ancak doğudadır. Orada her ayna seni gösterir. Giyimler, şiveler, davranışlar, sosyal konumlar, çiçekler, ağaçlar değişse de bütünüyle doğuda başlangıçtan beri kesintisiz geçen, değişmeyen bir şey var. Doğu bütün ırmakların ortak ana kaynağıdır. Gülün yurdu doğudadır.

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Özel hayatındaki bahtsızlığın tam tersine, sosyal ve edebî hayatında ise yıldızı hızla parlamaya devam etmekte, aydın bir kadın olarak dikkat çekmektedir.

İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci

Halk yapınca sosyal linç, sanatçılar yapınca demokratik tepki oluyor.

Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad

Tüm yaratıcı kadınların özgürleşme arzusu erkek-egemen toplumun sosyal ve psikolojik, ideolojik dayatmalarının onları köşeye sıkıştırdığı yerden bir acı çığlık olarak yükselir.

Murat Menteş
Murat Menteş

.

MURAT MENTEŞ: Dedikodu ve teşhir aldı yürüdü. Sosyal medyada özel hayatlar halka arzediliyor. N'apmak lazım?

HACI BEKTAŞ - I VELİ: Her derdi söyleyemezsin, her inciyi delemezsin.

.

Cemil Meriç
Cemil Meriç

Sağcı ve solcu gibi sınıflandırmaları hiçbir zaman benimsemedim. Bunlar hakikati kapamaya yarayan uydurmaca mefhumlardır. Bilhassa sosyal sınıflara ayrılmamış bir ülkede sağcı solcu ne demek?

Cemil Meriç
Cemil Meriç

Dünya, bütün insanların el ele verip hep birlikte şarkı söyleyecekleri bir bahçeye dönüşebilecek mi? İnsanları birbirinden ayıran duvarlar var, bu duvarlar ne zaman yıkılacak, sosyal adalet rüyaları ne zaman gerçekleşecek? Ne zaman insanoğlu sonsuz bir özgürlüğe kavuşacak?

Cemil Meriç
Cemil Meriç

“... Sağcı ve solcu gibi sınıflandırmaları hiçbir zaman benimsemedim. Bunlar hakikati kapamaya yarayan uydurmaca mefhumlardır. Bilhassa sosyal sınıflara ayrılmamış bir ülkede sağcı solcu ne demek?”

Priska Furrer
Priska Furrer

Kadının toplumdaki ve ailedeki yeri, Osmanlı-Türk roman literatürünün ilk zamanlarında sosyal reformist yazarlar tarafın­dan didaktik amaçla ele alınan konulardan biriydi. 1872'de ya­yınlanan Şemsettin Sami'nin romanı Taaşşuk-i Talat ve Fit­nat'ta, sevmediği bir adamla evlenmeye zorlanan genç bir kızın hazin kaderine acınılmaktadır. Namık Kemal ve Hüseyin Rahmi

Gürpınar görücü üsulü evlenmeyi, kadınların bir yerde kapalı tututmasını ve baskı altında bulundurulmalarını eleştirmişlerdir. Sosyal alanda aydınlatıcı olan bu iki önemli öncü, büyük amaç­lar ve tüm toplumun iyiliği açısından, kadınlar için de eğitim olanağını istediler, çünkü onlar cahil ve geri kafalı kalan anne­lerin toplumun yararlı uzuvları

olamayacağından hareket edi­yorlardı.

Susan Harter
Susan Harter

Öz değerlendirme amaçlarına yönelik olarak sosyal kıyaslamanın kullanılmasındaki beceri, çocuğun bir kavramla (kendi performansıyla) bir diğerini (başka birinin performansını) kıyaslamasını gerektirmektedir. Bu da küçük çocukta yeterince gelişmeyen bir beceridir. Bu yüzden öz tanımlamalar tipik olarak kişisel becerilerin abartılmasını temsil eder.