Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum.Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor.Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda,insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor.Zannediyorum ki,tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağının bile doğru dürüst
esrarına varamadığımız bu karmakarışık dünya beni bir buğday tanesi,bir karınca gibi ezip geçiverecek...Böylece acz içindeyken odamda herşey bana küçüklüğümü ve zavalılığımı haykırıyor.Sokağa fırlıyorum.Bir tek yakın çehre görsem de yanında yürüsem,hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum.Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe
geliyorum.Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor.
Kimseye zararı olmayan zayıfları ezerek kuvvetli olma duygusunu tatmin edenler ve onlarla birlikte her zaman her yerde her sınıftan her ideolojiden ve her düşünceden insanlar arasında daima ön safa geçerek aslan payını kendine ayıranlar , ve ayırır ayırmaz insanlarla aralarına aşılmaz duvarlar örenler, ve böylelerine her zaman haklı çıkarıcı bahaneler , sebepler ,
yasalar kurallar sınıflamalar çıkaranlar . Yani her zaman İnsanı insandan ayıranlar ve onları birbirine düşman edenler ve onlara körü körüne uyan kalabalıklar ve gerçeği boğanlar ve onlarla birlikte insanı bu koca dünyada yanlız bırakarak arkadaşlık dostluk sevgiyle uzatacakları sıcak bir elleri olmayanlar, yani elsiz, gözsüz, akılsız, kalpsiz, kansız, gerçek
sakatlar ..
Onlar karsimiza oturacaklar '
Her şeyi duyuyoruz hiçbir şeyi bilmiyoruz Y'Olric bu duvarlar arasında kapandık kaldık ..
Savaş diyorlar öldüler diyorlar halk diyorlar ne biçim şeyler bunlar ? rivayetler dolaşıyor sözler geliyor kulağıma hep bir yerde bir şeyler oluyor ama biz bilmiyoruz..'
Cennet muhallebiden duvarlar demek değildir sayın yetkili, cennet insanların birbirlerini dinlemeleri demektir, birbirlerine aldırmaları, birbirlerinin farkında olmaları demektir.
Dünya, bütün insanların el ele verip hep birlikte şarkı söyleyecekleri bir bahçeye dönüşebilecek mi? İnsanları birbirinden ayıran duvarlar var, bu duvarlar ne zaman yıkılacak, sosyal adalet rüyaları ne zaman gerçekleşecek? Ne zaman insanoğlu sonsuz bir özgürlüğe kavuşacak?
Ah yaralı ikbal
Ondan sonradır ki duvarlar yıkıldı
Kawa gözlü çocuklar
O şehr-i diyarbekir'de
Kanlı bıçaklı karasevdalar yerine
Ayrılığın dicle koktuğu
Said-i sözlerle hoyrat türküler söylediler
Eskidem mezarlıkların etrafını bu kadar büyük yüksek duvarlarla kapatmazdık bir ormanlık alandı mezarlıklar eski mezarlıklara bakın yol kenarlarında evlerin yakınında bulunuyor zamanla manevi hayatı öte dünyayı hayatın dışına çıkarmak için önce mezarlıkların etrafına kocaman duvarlar ördük ölülerimizi görmek istemiyorduk hayat çok renkliydi solgun renksiz mezar
taşlarına ölüme yer yok gibiydi sonra o koca duvarlarda yetmedi mezarlıkları kuş uçmaz kervan geçmez yerlere yapmaya başladık şehir dışları ıssız çorak topraklardır artık mezarlıklar Eskiden sohbet ederdi torun ölmüş dedesiyle hayatın tek Cihan'dan oluşmadığını daha küçükken öğrenirdi mezarlıkları ölülerimizi hayatın dışına çıkarınca yeni bir merak
başladı insanoğlunda daha uzun yaşamalıyım en uzun ben yaşamalıyım Oysa bitmez bir sonsuz yolculuktur hayat kısa süreliğine bu cihanda ömürlügü öteki cihanda olan