Prensesi kim güldürürse evlenmeyi o hak ediyormuş.
Sevim Bike Koşağı seviyordu. Tıpkı genç mirzayı sevdiği gibi, gizli bir aşk ile seviyordu. Fakat sevilip sevilmediğini hiç düşünmüyor, evlenmeyi aklının ucundan bile geçirmiyordu.
-Sevdiğinden sevgi beklemek fazla hodkamlık, evlenmek istemek ise budalalık, sevgi günahtan menfaatten uzak kaldıkça mukaddestir. Yeter ki gözlerden dudaklara inmesin, alçalmasın, diyordu.
Zina, ahlaki değerlerin temelden yok olmasına yol açan ve insanı bedenî, hayvanî hislerin esiri yapıp aşağılayan çirkin bir davranıştır. Dinimiz, evlenmeyi emrederken zinayı haram kılıyor.
louise salome, hem nietzsche hem de nietzsche’nin arkadaşı filozof paul ree’nin evlilik tekliflerini reddetmişti. İki adamla da evlenmeyi kabul etmemiş. fakat onlara entelektüel bir “kutsal üçlü” olarak hep beraber yaşamayı önermişti. filozoflar ise şaşırtıcı bir şekilde bu teklifi kabul ettiler. Ancak kıskançlık başlayınca üçünün eğlencesi uzun sürmez. Salome
kışı berlin’de sadece Ree ile geçirmek isteyince, kendini ihanete uğramış hisseden nietzsche kuzey italya’da inzivaya çekilmeye karar verir, intihar etmek yerine ise salome’ye atıfta bulunduğu düşünülen, ünlü “kadınlara mı gidiyorsun ? Kırbacını unutma!” cümlesini içeren Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabını on gün içinde yazar.
Bir grup kadın egitim hayatini tamamladiktan hemen sonra, kariyer yolunu degil, aile yolunu, evlenmeyi ve cocuk yapmayi tercih ediyor. Diger bir grup kadin ise, Indra Nooyi'nin reflekslerini gostererek "cocuk da yaparim, kariyer de" diyerek, gece yarilari saat basi ya bebeklerine ya da akilli telefonlarina bakmak icin uyanmayi tercih ediyor.
Baska? Aslinda ilginc olan o ki, arada baska bir
grup yok. Aslinda olmali; hayatin onlara empoze ettigi "yukumlulukleri" çogunlukla kosulsuz kabul etmeden once, kadinlarin hayat arkadaslarini ve kariyer yollarini da hassas teraziye koymalari gerekmez mi? İsterseniz soruyu soyle de sorabilirim, benzer durumda kalan kac erkek var?
erkeğin başka bir erkek kardeşi var ise bu kişi ölen kardeşinin yerine geçerek kızla evlenmeyi karşı tarafa teklif edebilir. Kural olarak kız tarafının bu teklifi kabul etmesi gerekmektedir. Aksi halde, hem aldıkları kalını iade etmek durumunda kalırlar hem de erkek tarafının teklifini reddetmelerinin bir karşılığı olarak onlara bir de at hediye etmek zorunluluğu altına
girerler.
Duyulan asıl ihtiyaç, şehir ile köyün; köysel huzur, sağlık ve faaliyet ile şehirlerin bilgi, teknik imkân ve siyasal dayanışma gibi özelliklerinin evlendirilmesi hususu idi. İşte bu evlenmeyi bahçe - şehirler sağlayacaktı.
Erkekler hükmedebilecekleri kadınlarla evlenmeyi seçer ve bu seçimi namus, iffet ve başka maskeler arkasına gizler.
Toplumda sıkça kullanılan “eğlenilecek kadın/evlenilecek kadın” ayrımında olduğu gibi “eğlenilecek kadın” olarak addedilen kadınlar, erkekler gibi sofralara oturur, şen kahkahalar atar, erkeğin hoşuna giden erotik cümleler kurmayı bilir ve cilvelidir. Bu kadınların evlenilecek kadınlar olarak görülmemesi, bu kudretteki bir kadının, bir erkeğin eşi olması halinde
erkeğin o kadın üzerinde iktidar kuramayacağı kaygısından ileri gelir. Bu önermeden doğan şekilde erkekler hükmedebilecekleri kadınlarla evlenmeyi seçer ve bu seçimi namus, iffet ve sair maskeler arkasına gizler.
“Arabasından bana ıslık çalan adamla evlenmeyi çok isterim” dedi hiçkimse.