Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar çok mutlu edebiliyor?
Eğer bir iki dakikamızı “ dünyanın herhangi bir noktasından bize kadar gelen radyonun tatlı ahengiyle” dinlendirirsek ne mutlu bizlere...
Bu hayatta mutlu olmanın yolu, beklentiyi düşük tutmaktır. Yoksa kanatlarından vurulmuş kuşa dönersin.
...Sahi, bu dünyada öyle bir yer var mıdır? Bütün insanların mutlu olduğu, bütün -kedileri, köpekleri- haydi haydi örümcekleri bile incitmekten korkan, karıncaları ezmekten sakınan, tek bir çocuğun bile acı çekmesine göz yummayan insanların, sadece o insanların yaşadığı bir yer? Bütün beton yığınlarına ve lüks otomobillerin gürültüsüne sırtımı döne döne.
Üstüme dökülen arıya,böceğe,parmaklarımı yapış yapış eden reçineye şükür ede ede. Bir bahçe. Sessiz. Sakin. Ve kimsesiz. Canımın bütün yangınlarından uzakta. Defne fidanını, rüzgârın, kökünden söküp atmadığı bir çocukluk zamanı...
İnsan ancak masumiyetini koruyabilirse mutlu olabilir yani fıtratına uygun bir ortamda yaşadıkça.
Ahlaklı olmak, yerleşik toplumsal kurallara itaat ederek başkalarını mutlu etmenin ötesinde bir şeydir.