Bir ot gibi büyürler, ihtiyar olurlar, dünyaya niçin geldiklerinin, dünyanın ne demek olduğunun farkına bile varmadan tekrar çekilip giderler..
Sana teşekkür borçluyum evlat..
Bana dünyanın hakikaten suratına tükürülmeye değmez olduğunu ve suratına tükürülmeyecek tek bir ama tek bir insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin ..
Böyle biri olsa bu sen olurdun ve şimdi buraya gelinceye kadar içimde bir şüphe vardı..
Şu kainatta belki de iyi bir şey vardır fakat görmek nasip
olmuyor diyor ve seni düşünüyordum..
Bir daha teşekkür ederim.
Beni boş hayallerle avunmaktan, yaptığıma pişman olmaktan kurtardın..
Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti! Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden beklentim yoktu.
"Dünyayı değiştireceğini mi sanıyorsun?"
"Siz dünyanın değişmez olduğuna inanmaya mecbursunuz!"
...Bana dünyanın hakikaten suratına tükürülmeye bile değmez olduğunu ve bu dünyada suratına tükürülmeyecek bir tek ama bir tek insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin...
"Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"