İnsan kargaşadan düzen, anlamsızlıktan anlam yaratabilmişse, bunda düşlemenin rolü büyük olmuştur.
Devlet ülke kültürünü kollamak, yaşatmak ve yüceltmek zorundadır.
İnsanoğlunun dramıdır bu : her başarısını bir yenilgiyle ödemek zorundadır.
Kurbanları ağladıkça sırtlan gülecek.
Her av, ona bir zaferdir, aslan gülecek.
Masumlara vergidir ölümsüz yaşamak :
Vadideki burcu burcu taflan gülecek.
Bugün değil lise, hatta üniversite mezunları arasında bile yanlış'ı yalnış ; yalnız'ı yanlız diye yazanlar pek çoktur.
Bilmek, tehlikelerle dolu dünyada en vazgeçilmez silahlarımızdan biridir ; ama bilmek öldürmek oluyor bazan.
Gerçek çağdaşlık şimdiyle yetinemez; şimdiyi geçmişteki köklerine, gelecekteki dallarına açmaktır gerçek çağdaşlık.
“-Bir antoloji tek şiirinizi alsaydı hangisinin girmesini isterdiniz? Başka bir deyimle sizi en çok belirten şiiriniz?
-Bir ayrım yapmak, kişinin şiirlerinin arasından bir şiirini nesnel bir davranışla ayırması güç ama bu güçlüğü yenerek söyleyeyim: Öykü.” (Sabahattin Kudret Aksal)
“Bir insanın hayatında şiiri anlamaması büyük bir noksandır çünkü hazların en derini ve en güzelidir. Akıllı olanlar yalnız anlamakla iktifa etmelidirler. Şiiri anlamak ve söylememek yani adını şair çıkarmamak, eğer mümkün olursa, en iyi yoldur. (Yahya Kemal Beyatlı)
“–Atatürk’le olan yakınlığınızı biliyoruz. Atatürk’e ait bir hatıranızı anlatır mısınız?
-Bir gün Çankaya sofrasında şiirden ve şairden söz açıldı. Şairlerimiz birbiriyle karşılaştırıldı. Gerçek şair kime derler sözü ağızdan ağıza dolaştı. Bu sefer, Atatürk sofradaki konuklarına aynı soruyu sırayla sormaya koyuldu:
-Şair kime
derler?
Bu işten anladığı bilinenler:
‘Gönülden kopan duyguları ahenkli kelimelerle kâğıda geçirebilen kimsedir.’
‘Uyanıkken rüya gören ve bu rüyayı kendisi yorumlayan adamdır.’
‘Bir hummanın ateşinde sayıklayan kişidir. Deliden farkı düzgün sayıklamasıdır.’
Gibi şeyler söylediler. Bunların hiçbirini gerçek şairin şanına uygun
ve yeter bulmayan Atatürk, mahsus, şiirle hiçbir ilgisi olmayan birine dönerek soruyu tekrarladı:
-Şair kime derler?
-Şiir yazana şair derler, efendim.
Birinciliği o kazandı ve toptan alkışlandı.” (Behçet Kemal Çağlar)
“Yazmasaydım ölecektim.” (Sait Faik Abasıyanık)
“Şiirimizin namuslu ve usta ellerde olduğuna çok memnunum. Hikâyemiz de öyle. Fakat roman ve piyes alanında aynı canlılığı gösteremediğimize çok üzülüyorum. Romanda bu işi bir aşk ve mesele olarak ele alan bir Peyami Safa var.” (Cahit Sıtkı Tarancı)
“Zamanımızda dilimizi bilmek şartıyla herkesin tanımasını isteyeceğim, yani eserlerinde yarına kalacak güzellikler bulunduğuna inandığım iki kişi var: Yahya Kemal ile Nazım Hikmet.” (Nurullah Ataç)