"Eskiden binalar küçük, insanlar büyüktü. Binalar büyüdükçe insanlar küçüldü."
"Bil ki; insanlar kıyafetleri ile karşılanır, fikirleriyle ağırlanır.."
"Görmenin en kolay yolu gözlerini kapamaktır."
"Bilirsiniz işte, kimisinin yüzü, kimisinin sesi, kimisinin bir davranışı güven verir insana.."
"İçinizden hiç tanımadığınız bir insana yüreğinizin aktığını mutlaka hissetmişsinizdir.."
"Sence mükellef bir sofradaki kral mı yediğinden daha fazla lezzet alır, yoksa günlerce ağzına lokma koymadıktan sonra sıcak bir tas çorbaya kavuşan bir dilenci mi?
Yorum yapmama imkan tanımadan devam etti:
"Soğuk iliklerine kadar titretmedikçe, sıcağın kıymetini anlayamazsın.
Açlık başını döndürmedikçe, sıcak bir çorbanın önemini
kavrayamazsın.
İşte böyle zamanlarda laf olsun diye değil gerçekten şükredersin
Sahip olamadıklarına üzülmek yerine sahip olduklarınla mutlu olmaya başlarsın. Gerçekten sığınırsın duaya. O yoksulluğun içinde Yaradan'a çok daha yakın hissedersin kendini. Kralların da, dilencilerin de aynı iştahla acıktığını ancak o zaman anlarsın. Ve dilencinin bir tas
çorbadan aldığı hazzın, kralın mükellef sofrasındakinden çok daha fazla olduğunu öğrenirsin..."
Ne çok bahsetmek isterdim çiçeklerden fakat
Üzgünüm, dünya kan ve kurşundan ibaret
Kollarını açmışsın mutluluğun her türlüsüne,
Gülüşünde öyle bir huzur var ki bin günah siler.
Genç yüreğim için tüm bu olanlar fazlaydı; ama direniyordum. Kendimi motive ediyordum. Bunu idrak etmek, yaşadıklarımdan galibiyetle çıkmamı sağlayacaktı.
Hepimizin bir yazgısı vardı ve onu yaşıyorduk. Bazılarımız, bazılarımızdan çok daha şanslıydı. Kimimiz için umut yoktu.